Examples of using "Встать" in a sentence and their turkish translations:
Kalkabilir misin?
- Herkes ayağa kalksın.
- Herkes kalksın.
İstersen ayağa kalkabilirsin.
Tom ayağa kalkmaya çalıştı.
Daha erken kalkmalıydın.
John Mary'yi ayağa kaldırdı.
O bana ayağa kalkmamı emretti.
Sadece kalkayım.
O benim ayağa kalkmamı istedi.
Tom kendini kaldırdı.
Kalkmak ve dans etmek istiyorum.
Erken kalkmak zorundaydım.
O, erken kalkmaya çalıştı.
- Tom kalkamaz.
- Tom ayağa kalkamıyor.
Erken kalkmak zorundasın.
Tom Mary'yi ayağa kaldırdı.
Öğretmen ayağa kalkmamı söyledi.
Kalkmama yardım et.
Erken kalk, yoksa geç kalacaksın.
Daha erken kalkmalıydık.
Biz şafakta kalkmalıyız.
Tom kalkmaya çalışmadı bile.
Sabahları erken kalkmak iyidir.
Yarın sabah altıda kalkmak zorunda kalacaksın.
Kalksan iyi olur.
Çölde güne erken başlamak önemlidir,
O ayağa kalkmaya çalıştı.
Bu sabah altıda kalkmaya çalıştım.
Ayağa kalkar mısınız, lütfen?
Tom o kadar erken kalkamayacak.
Tom ayağa kalkmaya çalıştı fakat kalkamadı.
Ayağa kalkmaya çalıştım.
Mary kalkmayı denedi, ama yapamadı.
Bilet almak için sırada durmalısınız.
Amy ayağa kalkmak için çaba sarf etti.
bir oda dolusu yabancının karşısında durabilen
Sağ ayağım üstünde dik duracaktım.
Fakat Kutuzov hala Kaluga yolunu tıkıyordu.
7:30'a kadar kalkmak zorunda olduğunu düşündüm.
Kalkamıyorum.
Güçlükle ayağa kalkabilirim.
Yataktan kalkmak için hâlâ çok güçsüzüm.
Sana yardım edeceğim.
Tom yataktan kalkmak istedi ama kalkamadı.
Tom ve Mary'nin yarın sabah erken kalkması gerekmiyor.
Tom Mary'ye yardım etti.
Tom ayağa kalkamaz.
Tom yataktan kalkmak için çok hastaydı.
Yataktan kalkamayacak kadar güçsüzdüm.
Şafak vakti kalkmak için erkenden yattık.
Tom'a yardım ettim.
Bir bebek geyik doğar doğmaz ayakta durabilir.
Tom Mary'nin kalması için işaret etti.
Altıda kalkmalısın.
Yarın sabah erken kalkmak zorundayız.
İflasından sonra yeniden ayakları üzerinde duramadı.
Yarın sabah erken uyanmak zorundasın.
O kadar erken kalkamazlar.
O, ayağa kalkmam için eli ile işaret etti.
Biz haklarımızı savunmalıyız.
O zar zor yataktan kalkabildi.
Onun felci ilerliyor ve yakında yataktan çıkamayacak.
Arkadaşım ayakkabılarımı birlikte bağladı ve ayağa kalkmaya çalıştığımda düştüm.
Yerinden kalkması için yaşlı bir bayana yardım etti.
belki bitin de sırtına binebilecek olsa ona da binerdi ama
ısrar etti. , böylece
Tom müziğin çok yüksek olduğunu düşünüyordu fakat kalkıp kısamayacak kadar yorgundu.
Yataktan çıkmadan önce günün geriye kalanında ne yapacağım hakkında düşünerek biraz zaman harcarım.
Konser alanı o kadar geniş bir seyirci kitlesiyle doluydu ki, ayakta duracak yer bile yoktu.