Examples of using "«По" in a sentence and their turkish translations:
O İngilizce mi, Fransızca mı yoksa Almanca mı konuşuyor?
Merdivenlerden yukarı çıkın.
- İngilizce cevap ver.
- İngilizce olarak cevap verin.
- İngilizce olarak yanıtla.
- İngilizce olarak yanıtlayın.
- O İngilizce mi, Fransızca mı yoksa Almanca mı konuşur?
- O, İngilizce mi, Fransızca mı yoksa Almanca mı konuşuyor?
İngilizce, Fransızca ve İspanyolca konuşurum.
Bunun mükemmel olduğunu düşünüyorum.
Tom'u özlüyor musun?
Boston'u özlüyor musun?
Tom Fransızca, İngilizce ve Almanca'da akıcıdır.
Örneğin, o Almanca, Fransızca ve İngilizce biliyor.
- Bir erkek gibi davran.
- Erkek gibi davran.
İnsanları görünüşlerine göre yargılayamazsın.
İyi bir elbise bir davetiye kartı gibidir, iyi bir fikir bir tavsiye mektubu gibidir.
Fransızca konuş.
Posta ile gönder.
- Sanırım sarhoşsun.
- Sarhoş olduğunu düşünüyorum.
Sanırım bu sizinki.
Ne olacağını düşünüyorsun?
her zaman olduğu gibi
Anlaşalım.
Karını özlüyor musun?
Seni özledim.
Pazar günleri çalışır mısın?
Tom seni özlüyor.
- Lütfen Fransızca cevap ver.
- Lütfen Fransızca cevap verin.
Televizyondasın.
Bu merdivenlerden çıkın.
Lütfen İngilizce konuşun.
Güzel tat verdiğini düşünüyorum.
Fransızca'yı İngilizce'den daha iyi konuşuyorum.
Bu merdivenlerden çıkın.
hem değer, hem de hacim açısından --
İstediğin gibi yap.
İngilizce ve Fransızca konuşabilir.
Ben sana hasretim.
Bir bira içelim.
O Fransızca ve İngilizce konuşabilir.
Almanca veya İngilizce konuşur musun?
Adamın yüzü değil özü güzel olsun.
Sanırım bu bitti.
Fransızca ve İngilizce konuşurum.
Sanırım o işe yarıyor.
Merdivenleri kullanacağım.
- Tom Fransızca ve İtalyanca konuştu.
- Tom Fransızca ve İtalyanca biliyordu.
O İngilizce ve Almanca konuşur.
Seni özlüyorum.
Tom, Fransızca ve İngilizce konuşur.
Sanırım Tom Fransızca konuşamıyor.
Sanırım Tom Fransızca anlamıyor.
- Ben doğuştan iyimserim.
- İyimser bir doğam var.
Çimlere basmayın.
Hollandaca konuşur musun?
Televizyonda hiçbir şey yok.
- Fransızca konuşalım.
- Haydi, Fransızca konuşalım.
- Lütfen Fransızca konuş.
- Lütfen Fransızca konuşunuz.
- Lütfen Fransızca konuşun.
Tom seni özledi.
Onları özlüyor musun?
Şehirde bir söylenti dolaşıyordu.
Telefonda konuştum.
İngilizce konuşur musun?
Fransızca konuşmayı kes.
Kızlar alışverişe gitti.
Yol üzerinde yürüdüm.
Damlaya damlaya göl olur.
Biri İngilizce konuşur ve diğeri Japonca konuşur.
Matematik testi nasıldı?
Çocuklarını özlüyor musun?
Tom İngilizce konuştuğundan çok daha iyi Fransızca konuşur.
Tom'u özlüyor musun?
O yalnızca Almanca ve Fransızca değil, İngilizce de konuşuyor.
Rusça biliyor musunuz?
Şimdi televizyonda ne var?
İngilizce konuşur musun?
hastalık hala Sierra Leone'de hızlı bir şekilde yayılmaya devam ediyordu,
Hiç değilse evin yolunu bulabilecek.
Kar diz boyuydu.
- Lütfen onu İngilizce olarak söyle.
- Onu İngilizce söyle.
Top yerde bana doğru yuvarlandı.
İngilizcenin yanı sıra Fransızca da konuşur.
Hem İngilizce hem de Fransızca konuşur.
Tom vatan hasreti çekiyordu.
Beni özledin mi?
Ben telefonda konuşuyorum
O, alışverişe gitti.
Onlar ayrı ayrı ödediler.
O, meslek olarak bir avukattır.
- Gürcüce biliyor musun?
- Gürcüce konuşuyor musun?
Katalanca konuşur musun?
Güzel olduğunu düşünüyorum.
O Portekizce konuşur.
Alışveriş yapmayı seviyorum.
Dudak okur musun?
- Tom, Rusçayı İngilizceden daha iyi konuşur.
- Tom, Rusçayı İngilizceden daha iyi konuşuyor.
Tom Fransızcayı İngilizceden daha iyi konuşur.
Almanca konuşuyor muydun?