Translation of "Social" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Social" in a sentence and their turkish translations:

"Distanciamento social."

"Sosyal mesafe."

"Aplicar mais distanciamento social."

"Daha fazla sosyal mesafe."

Tom é assistente social.

Tom sosyal bir işçidir.

Precisa ir de traje social.

Gitmek için resmi kıyafetlere ihtiyacın var.

E sou uma epidemiologista social.

ve ben bir sosyal epidemiyoloğum.

Tom sofre de fobia social.

Tom sosyal anksiyeteden acı çekiyor.

A prova é que a Instituição de Seguro Social representa Instituição de Seguro Social.

Kanıtım da SGKnın açılımının Sosyal Güvenlik Kurumu olmasıdır

Comecei como inventora, empreendedora, inovadora social.

Bir mucit, girişimci, sosyal yenilikçi olarak başladım.

No trabalho social em La Teja

La Teja mahallesinde sosyal hizmet yapıyorduk,

Ele trabalha pelo bem-estar social.

Sosyal yardım için çalışıyor.

O homem é um ser social.

İnsan sosyal bir varlıktır.

O homem é um animal social.

İnsan sosyal bir hayvandır.

Tatoeba não é uma rede social.

Tatoeba sosyal bir ağ değil.

A mídia social está crescendo em importância.

Sosyal medyanın önemi artıyor.

O Google+ é uma nova rede social.

Google+ yeni bir sosyal ağdır.

Que ao sair do campo social agora,

dışarıya çıkmaktan vazgeçerek,

Minha irmã é envolvida em trabalho social.

Kız kardeşim sosyal hizmetle meşguldür.

Fadil gostava de estar na mídia social.

Fadıl sosyal medyada olmayı sevdi.

O mundo talvez dissesse que a democracia social

herkes muhtemelen sosyal demokrasinin

De dar lugar na vida social e gestão

sosyal yaşamda ve yönetimde yer vermekten

Isso teve um grande dano à vida social

Bunun toplumsal yaşama büyük zararları vardı

O comitê está discutindo o bem-estar social.

Kurul sosyal yardımı görüşüyor.

O homem é um animal social por natureza.

İnsan doğası gereği sosyal bir hayvandır.

A China está disponibilizando uma avaliação de crédito social

Çin, bütün nüfusu kapsayacak, dürüstlük ve doğruluk gibi

É membro de uma vasta rede social de colugos.

Geniş kolugo sosyal ağının bir üyesi.

Você não é nada mais que um parasita social!

Sen, sosyal parazitten başka bir şey değilsin.

Impulsionando o impacto econômico e social em todo o mundo.

sermaye ve gayretle takip etmek için çaba göstermeliyiz.

Onde outras medidas de distanciamento social são difíceis de manter."

...kamusal alanlarında bez yüz maskelerini kullanmanızı öneriyor."

Junto com o distanciamento social e a lavagem das mãos.

daha geniş bir dizi koruyucu önlemlerin parçası olmasıdır.

Eu não sou muito social, mas tento fazer um esforço.

Ben çok da sosyal değilim ama çaba sarf etmeye çalışıyorum.

O trabalho infantil no Brasil é um grande problema social.

Çocuk işçiliği Brezilya'da ciddi bir sosyal sorundur.

- Ela é anti-social.
- Ela é antissociável.
- Ela é insociável.
- Ela é intratável.

O çekingen.

A mídia social pode estar inibindo a capacidade dos jovens de se comunicar verbalmente.

Sosyal medya gençlerin sözel iletişim becerilerini kısıtlıyor olabilir.

Agora todo mundo está dando uma mensagem social, deixe-me dar uma de cada vez

şimdi herkes sosyal mesaj veriyor bir tanede ben vereyim o zaman

Eu acho que o objetivo deste vídeo deve ser um experimento social ou algo assim

Bence bu videonun amacı sosyal deney falan olmalı

Na França, seu local de nascimento, o Tatoeba se tornou um fenômeno cultural e social.

Tatoeba, doğum yeri olan Fransa'da kültürel ve sosyal bir olay haline geldi.

Se você estiver em silêncio em uma conversa ou situação social por muito tempo, os americanos tentarão fazer você falar.

Eğer bir konuşma sırasında yabda sosyal bir ortamda uzun bir süre sessizsen, Amerikalılar seni konuşturmaya çalışacak.

- Sou agradecido pelos amigos que me mantém ativo e sociais.
- Sou agradecida pelos amigos que me mantêm ativa e social.

Beni aktif ve sosyal tutan arkadaşlar için minnettarım.

A maternidade e a infância têm direito a cuidados e assistência especiais. Todas as crianças nascidas dentro ou fora do matrimônio, gozarão da mesma proteção social.

Ana ve çocuk özel ihtimam ve yardım görmek hakkını haizdir. Bütün çocuklar, evlilik içinde veya dışında doğsunlar, aynı sosyal korunmadan faydalanırlar.

Toda pessoa, como membro da sociedade, tem direito à segurança social e à realização, pelo esforço nacional, pela cooperação internacional e de acordo com a organização e recursos de cada Estado, dos direitos econômicos, sociais e culturais indispensáveis à sua dignidade e ao livre desenvolvimento da sua personalidade.

Her şahsın, cemiyetin bir üyesi olmak itibarıyla, sosyal güvenliğe hakkı vardır; haysiyeti için ve şahsiyetinin serbestçe gelişmesi için zaruri olan ekonomik, sosyal ve kültürel hakların milli gayret ve milletlerarası işbirliği yoluyla ve her devletin teşkilatı ve kaynaklarıyla mütenasip olarak gerçekleştirilmesine hakkı vardır.