Examples of using "Sofre" in a sentence and their turkish translations:
ve diyorlardı ki biri acı çekerse öteki de çeker
- Mevsimsel alerjilere maruz kalıyor musunuz?
- Mevsimsel alerji yaşıyor musunuz?
- Tom astım hastası.
- Tom astımdan muzdarip.
Uykusuzluktan muzdarip misin?
Onun kalp hastalığı var.
Tom sosyal anksiyeteden acı çekiyor.
Tom kronik ağrıdan muzdarip.
O kronik bir hastalıktan muzdarip.
Sen uykusuzluk çekiyor musun?
Matematik profesörüm uykusuzluktan muzdarip.
Bu bölgede su kesintisi var.
- Tom migrenden uzun zamandır çeken biri.
- Tom epeydir migrenden çekiyor.
Kızım zaten dört senedir iştahsızlıktan ızdırap çekmekte.
Her yazar zaman zaman yazarın bloğundan muzdarip olur.
Amerika tarihinde üçüncü kez bir Başkan mahkemeye verildi.
Herkes farklı şekilde çeker.