Examples of using "Meio" in a sentence and their turkish translations:
Ben biraz yorgunum.
Ben biraz şanssızdım.
Biraz meşgulüm.
Ben hayli yorgunum.
Ben az çok mutluyum.
Adeta tüyler ürpertici.
Bu biraz tuhaf.
Öğle vakti.
O biraz tuhaftı.
O biraz gerçeküstüydü.
Hava biraz sıcak.
Biraz yorgun hissediyorum.
Bir üvey erkek kardeşim var.
Şu anda bardağın yarısı dolu mu yoksa yarısı boş mu?
Onları biraz seviyordum.
Sanırım biraz şok oldum.
Bu,çevre için kötü.
Bugün hava oldukça sıcak.
Biraz meşguldüm.
Neredeyse öğlen oldu.
Tom biraz çekingen.
Bu biraz pahalı.
Biraz acelem var.
Tom biraz uzun boylu.
Tom biraz utangaç.
Tom biraz şaşırmış görünüyordu.
Tom biraz deli.
Ben biraz gergindim.
Biraz korkuyorum.
O biraz ürpertici.
Onu ikiye böl.
Ben biraz şaşırdım.
Tom birazcık züppe.
Ben oldukça utangacım.
O biraz belirsiz.
Tom yarı uykuda.
Biz öğleyin öğle yemeği yedik.
Hele ki yüksek çalıların arasında. Yolu yarıladılar.
Bir toplantının ortasındayım.
Ben öğleyin sizi ararım.
Bana yarım kilo elma verin.
Öğlen yemeğimizi genellikle öğlen yeriz.
Otların arasına saklanmış.
ortada kuyu var yandan geç
Biraz yorgun hissediyorum.
Kağıdı ortadan katla.
Sana biraz kızgınım.
Et yemek çevreye zararlıdır.
O benim üvey erkek kardeşim.
Çevreyi koruyalım!
O az çok tehlikeli değil mi?
Bu yer oldukça romantik.
- Tom benim üvey erkek kardeşimdir.
- Tom benim üvey erkek kardeşim.
Burada onu biraz seviyorum.
Az çok onları sevdim.
Bira aceleyle terk ettim.
- Öğleyin orada olun.
- Öğleyin orada ol.
- Hiçbir yerin ortasında değiliz.
- Kimsenin yaşamadığı, şehirden uzakta bir yerdeyiz.
- Kuş uçmaz, kervan geçmez bir yerdeyiz.
- Dağ başındayız.
- Kör itin öldüğü yerdeyiz.
Yarı yıkılmış duvarlar orada dururdu.
Yarım kek almak istiyorum.
Televizyon bir görsel-işitsel araçtır.
Kağıdı yarıya böl.
Onu biraz seviyordum.
Onu biraz seviyordum.
Ortaya oturmak istiyorum.
O, öğleyin gelecek.
Ben öğle yemeğini öğleyin yerim.
Filmin yarısında çıktım.
İtiraf edilen bir günah yarı yarıya bağışlanır.
Okumanın ortasındaydık.
Tom biraz meşgul.
Ben de biraz yorgunum.
Ben de biraz kızgınım.
Yarım günlük bir işim var.
Araba yolun ortasında istop etti.
O bilinmeyen bir yerde yaşıyor.
Bir ciğerimin yarısında akciğer fibrozisi var.
Gecenin bir yarısında uyandı.
Bana yarım kilo et ver.
Kaldırımın kenarına oturdu.
Biz öğleden önce oraya vardık.
Ken kağıdı ikiye katladı.
- Tom bilinmeyen bir yerdeydi.
- Tom kuş uçmaz, kervan geçmez bir yerdeydi.
O biraz yorgun hissetti.
Ben havluyu ikiye katladım.
Benim göbek adım Tom.
Çevreyi korumaya çalışmalıyız.
Çevreyi herkes korumalıdır.
Tom bir süper markette yarı zamanlı çalışmaktadır.
Tom gölgelerin içinde kayboldu.
- Ben bilinmeyen bir yerde yaşıyorum.
- Kuş uçmaz, kervan geçmez bir yerde yaşıyorum.
- Ücra bir yerde yaşıyorum.
Tom bilinmeyen bir yerde yaşıyor.
Ken battaniyeyi ikiye katladı.
- Öğleye kadar dönmelisin.
- Öğleye kadar dönmen gerekiyor.
Öğleye kadar orada olmalıyız.
Öğle yemeği öğleyin.
O, huzursuzca ona gülümsedi.
Tom, armudu yarı yarıya böldü.