Translation of "Espelho" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Espelho" in a sentence and their turkish translations:

- Há um espelho.
- Tem um espelho.

Bir ayna var.

- Olhe no espelho.
- Olha no espelho.

Aynaya bak.

- Onde tem um espelho?
- Onde há um espelho?

Nerede bir ayna var?

Limpe o espelho.

Aynayı temizleyin.

- Um espelho reflete a luz.
- Um espelho reflete luz.

Bir ayna ışığı yansıtır.

- Criança, não toque no espelho!
- Menino, não encoste no espelho!

Çocuk, aynaya dokunma!

Não quebre um espelho.

Ayna kırma.

O espelho retrovisor caiu.

Dikiz aynası düştü.

Olhe-se no espelho.

Aynada kendine bak.

Eu olhei no espelho.

Ben aynaya baktım.

Tom olhou no espelho.

Tom aynaya baktı.

O espelho estava despedaçado.

Ayna paramparça oldu.

Olhavam-se ao espelho.

Aynaya bakıyolardı.

O espelho se quebrou.

Ayna kırıldı.

- Eu me vi no espelho.
- Eu vi a mim mesmo no espelho.

Ben aynada kendimi gördüm.

Mary olhou-se no espelho.

Mary aynada kendine baktı.

Tom viu-se no espelho.

Tom kendisini aynada gördü.

Havia uma rachadura no espelho.

Aynada bir çatlak var.

Elas se viram no espelho.

Aynada kendilerini gördüler.

O espelho está muito sujo.

Ayna çok kirli.

- Você é o único espelho para mim.
- Você é o meu único espelho.

Sen benim için tek aynasın.

Tom viu seu reflexo no espelho.

Tom aynada kendi yansımasını gördü.

Eles estão se olhando no espelho.

Aynada kendilerine bakıyorlar.

Um espelho quebrado traz má sorte.

Kırık bir ayna kötü şans getirir.

Eu posso me olhar no espelho.

Aynada kendimi görebiliyorum.

Tom praticou na frente do espelho.

Tom aynanın önünde uyguladı.

Aqui no espelho há um fantasma.

Aynada bir hayalet var.

Ele não se olhou em um espelho?

O, aynada kendine bakmadı mı?

Pedaços do espelho estavam espalhados pelo chão.

Ayna parçaları zemin üzerinde dağıldı.

Ela sorriu para si mesma no espelho.

Aynada kendine gülümsedi.

O mar estava liso como um espelho.

Deniz çarşaf gibiydi.

O rosto é o espelho da alma.

Yüz, kalbin aynasıdır.

Ela ficou parada em frente ao espelho.

Aynanın önünde durdu.

Este telescópio tem um espelho muito grande.

Bu teleskop çok büyük bir aynaya sahip.

Preciso de um espelho para pentear o cabelo.

Saçımı taramak için bir aynaya ihtiyacım var.

Com admiração ela se contemplava refletida no espelho.

O, aynadaki görüntüsüne hayran kaldı.

Sou qual espelho a refletir a tua luz.

Ben senin ışığını yansıtan bir ayna gibiyim.

Ele pegou um espelho e examinou sua língua.

O bir ayna aldı ve dilini inceledi.

Judy passa muito tempo olhando-se ao espelho.

Judy aynaya bakarak çok fazla zaman harcıyor.

Ela penteava os cabelos em frente ao espelho.

Bir aynanın önünde saçını fırçalıyordu.

Por que você não se olha no espelho?

Neden aynaya bakmıyorsun?

Mary olhou para o espelho enquanto escovava o cabelo.

Mary saçlarını tararken aynaya baktı.

O círculo ao fundo é um tipo de espelho,

Arka plandaki daire, hava akışını görmenize olanak tanıyan,

Quantas vezes ao dia você se olha no espelho?

Günde kaç kaç kez aynada kendinize bakarsınız?

Mary praticou o discurso dela na frente do espelho.

Mary konuşmasını ayna önünde uyguladı.

Maria estava sentada em frente do espelho, penteando os cabelos.

Mary aynanın önünde oturuyordu, saçını tarıyordu.

Tom está praticando o discurso dele na frente do espelho.

Tom aynanın önünde konuşmasını çalışıyor.

Mary usou o smartphone dela como espelho para retocar a maquiagem.

Meryem makyajını yenilemek için akıllı telefonunu ayna olarak kullandı.

- Tom e Mary já estão em frente ao espelho há uma hora.
- Tom e Mary já estão há uma hora de pé diante do espelho.

- Tom ve Mary bir saattir aynanın karşısında duruyorlardı zaten.
- Tom ve Mary bir saat kadar aynanın karşısında duruyorlardı zaten.
- Tom ve Mary bir saattir aynanın önünde duruyor.

Max olhou-se no espelho durante todo o tempo em que esteve falando.

Max konuştuğu her zaman aynaya baktı.

- O rosto é o espelho da alma.
- A alma se contempla no rosto do homem.

Yüz, kalbin aynasıdır.