Examples of using "Cores" in a sentence and their turkish translations:
On iki rengin bir toplamı için üç ana renk ve dokuz ikinci derecede renk vardır.
Parlak renkleri severim.
Ben renkleri severim.
Tom renkleri seçti.
Bu renkler güzel.
Üç ana renk vardır.
Ben açık renkleri severim.
Hangi renkleri seversin?
Bizim farklı renkte gözlerimiz var.
uluslararası işbirliğini de gösterebilir.
Bu havlular farklı renklerde.
Kim bu renkleri seçti?
Renkler tüm dilleri konuşuyor.
Renklerini yorumlamayı öğrenmek lazım.
Onun hangi renkten hoşlandığını biliyor musun?
Karanlıkta bütün renkler birdir.
Gökkuşağında kaç renk görüyorsun?
Koyu renk giymeyi sever.
Kulübün renkleri mavi-siyah.
Işığa duyarlılık uğruna renkli görmeyi feda etmişlerdir.
Ama renkler patentlenemeyeceğinden,
Onun elbisesinin ve ayakkabısının renkleri birlikte iyi gidiyor.
Bunun uyarısı da sırtlarındaki canlı renk.
Amerikan bayrağının renkleri kırmızı, beyaz ve mavidir.
Bir gökkuşağı gökyüzünde yedi renkli kemerdir.
Bizim gibi o da ay ışığında pek renk göremez.
Bu geçişler, sert kesintiler ile renklerin eşleştirildiği gizli kesintiler arasında sırasıyla gerçekleşir.
Onlar parlak renkli kurbağalar olduğunu söylüyorlar fakat ben onları asla görmedim.
Mavi ve yeşil renkleri çok iyi görebilen omurgasızlar için karşı konulmazdırlar.
O kadar zayıf ki sağlıklı ahtapotlar gibi canlı renkler çıkaramıyor.
Tepe sonbahar renkleri ile parlıyor.
ve sonra bu siyah ceketten bir renk eşleşmesi, Londra yakınlarındaki bir stüdyoya
Pek çok hayvan meyve bulmak için renkli görüşten faydalanır. Görmek iyice zorlaşmadan önce son kez yemek gerek.