Translation of "Borboletas" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Borboletas" in a sentence and their turkish translations:

- Eu amo borboletas.
- Amo borboletas.
- Adoro borboletas.

Kelebeklere bayılırım.

Eu gosto de borboletas.

Kelebekleri severim.

As crianças pegam borboletas.

Çocuklar kelebekleri yakalarlar.

Ele pegou vinte borboletas.

Yirmi kelebek yakaladı.

As borboletas são lindas.

Kelebekler güzeldir.

As crianças caçavam borboletas.

Çocuklar kelebekleri yakaladılar.

As borboletas são insetos.

Kelebekler böcektir.

- Ela observou como as borboletas voam.
- Ela observava como as borboletas voavam.

O, kelebeklerin nasıl uçtuğunu gözledi?

- As borboletas vivem três dias.
- A vida das borboletas dura três dias.

Kelebekler üç gün yaşarlar.

As lagartas se tornam borboletas.

Bir tırtıl kelebek olmaktadır.

- Tom possui uma grande coleção de borboletas.
- Tom colecionou um grande número de borboletas.

Tom pek çok kelebek topladı.

- O hobby dele é colecionar borboletas estranhas.
- O passatempo dele é colecionar borboletas raras.

Onun hobisi bilinmeyen kelebekler toplamaktır.

Eu peguei borboletas com uma rede.

Fileyle kelebek yakaladım.

Nós hoje vimos muitas borboletas amarelas.

Bugün birçok sarı kelebek gördük.

Eu pegava borboletas com uma rede.

Fileyle kelebek yakaladım.

As borboletas vivem por quanto tempo?

Kelebekler ne kadar yaşar?

Tom pega borboletas com uma rede.

Tom bir ağ ile kelebekler yakalar.

Ele me mostrou sua coleção de borboletas.

O bana kelebek koleksiyonunu gösterdi.

Estas borboletas são raras em nosso país.

Bu kelebekler ülkemizde nadirdir.

Borboletas brilhantes voavam para lá e para cá.

Parlak kelebekler oradan oraya uçtu.

Dan mostrou sua coleção de borboletas a Linda.

Dan Linda'ya kelebek koleksiyonunu gösterdi.

As lagartas se transformam em borboletas dentro de um casulo.

Tırtıllar koza içerisindeyken kelebeğe dönüşür.

- Eu já me sinto como quem tem borboletas no estômago.
- Acho que estou apaixonado.

Zaten çok heyecanlıyım.

No meu mundo todos são pôneis, eles comem arco-íris e o cocô deles são borboletas.

Benim dünyamdaki herkes birer midilli, onlar gökkuşağı yiyorlar kakaları da kelebek.