Examples of using "Uczyć" in a sentence and their turkish translations:
Öğretmeyi seviyorum.
öğrenebilirdim.
Öğreneceğim.
Ben öğrenmekten hoşlanırım.
Öğrenmeyi severim.
Çalışmam gerekiyor.
İngilizce öğretebilirim.
Öğrenmek isterim.
Çalışmayı kes!
İngilizce öğrenecek misin?
Çok daha sıkı çalışmalısın.
Ben eğitimi sevmiyorum.
Dilleri öğrenmeyi seviyorum.
İbranice öğrenmek istiyorum.
Fransızca öğrenmek zorundasın.
Fransızca öğrenmek istiyorum.
Matematik çalışmak zorundayım.
Daha fazla çalışman gerekiyor.
Esperanto öğrenmeye başladım.
Fransızca öğrenmeye başladım.
Japonca öğrenmek istiyorum.
Ders çalışmaktan nefret ediyorum.
Japonca çalışmak zorundayım.
- Esperanto öğrenmeye başladın.
- Esperanto öğrenmeye başladınız.
Şimdi çalışmak zorundayım.
Burada çalışabilirsin.
Felsefeye gerçekten ilgim vardı ve felsefe eğitimi alıyordum
Daha fazla ders çalışmalısın.
Ben matematik okumak istiyorum.
- Eğitim almak istemiyorum.
- Ders çalışmak istemiyorum.
İspanyolca öğrenmek istiyorum.
Eğer Fransızca çalışacaksam bir yerli Fransızca konuşucusuyla çalışmayı tercih ederim.
İngilizce öğrenmeye ne zaman başladın?
İngilizce öğrenmek istemiyorum.
Her gün İngilizce çalışmalısın.
Şimdi eğitimine başlama zamanı.
Çok ders çalışmak zorunda kalacaksın.
Yeni şeyler öğrenmeyi seviyorum.
Sınavımız için ders çalışmak zorundayız.
- Gerçekten daha çok çalışmalısın.
- Gerçekten daha çok çalışman gerekiyor.
Daha fazla çalışmalıydın.
Belki Almanca çalışmalıyım.
Diğer dilleri öğrenmeyi severim.
Esperanto öğrenmeye yeni başladım.
Tom Fransızca öğrenmeyi seviyor.
İngilizce öğrenmeye başladın mı?
Eski dilleri öğrenmeyi severim.
Büyüdüğümde tarih öğretmek istiyorum.
Öğleden sonra çalışmayı tercih ediyorum.
Daha yeni Fransızca öğrenmeye başladım.
Yoksul insanlara çiçek yetiştirmeyi öğretmeliyiz.
O çalışmak için çok yorgun.
Tom ne zaman Fransızca öğrenmeye başladı?
Lisede Fransızca öğrenmek zorunda kaldım.
Tom niçin Fransızca öğrenmek istedi?
Onlara öğretmek için oldukça niteliksizim.
İngilizce öğrenmek için Amerika'ya gitti.
Benimle çalışmak ister misin?
Tom çalışmaktan nefret ettiğini söyler.
Tom Fransızca öğrenmek istemiyor.
Senin dilini öğrenmek istemiyorum.
- Ders çalışmak için çok yorgundu.
- Çalışamayacak kadar yorgundu.
Paris'te Fransızca öğrenmek istiyorum.
- Burada çalışabilirsin.
- Burada eğitim görebilirsiniz.
Yeni şeyler öğrenmeye meraklıdır.
Öğrenmek bir şey, öğretmek tamamen bir başka şeydir.
Bu öğleden sonra İngilizce çalışacağım.
Gelecek yıl Fransızca öğrenmek istiyorum.
Okula gidiyorum çünkü öğrenmek istiyorum.
Ben biyoloji ve İspanyolca eğitimi alacağım.
Ben geçen hafta Çince öğrenmeye başladım.
İngilizce eğitimi için Londra'ya gitti.
Tom Fransızca öğrenmek için yurt dışına gitti.
Sana onu nasıl yapacağını öğretmeyeceğim.
Hayatın boyunca çalışmak zorundasın.
Tom Japonca eğitimi için Japonya'ya geldi.
Tom, Fransızca okumam gerektiğini söylüyor.
O günden sonra, biz onun Japonca öğrenmesine yardımcı olduk.
O, dans eğitimi amacıyla Los Angeles'a gitti.
- Ondan geri kalmamak için çok çalışmalıyım.
- Ona yetişmek için çok çalışmalıyım.
Bir okulda yüksek motivasyona sahip öğrencilerle ders vermek istiyorum.
Hayat Almanca öğrenmek için çok kısa.
Fransızca çalışmak istiyorum ama zamanım yok.
Bu gece ders çalışmak zorunda değilim. Sanırım bir süre televizyon izleyeceğim.
Ne kadar yaşlı olursanız olun, öğrenmek hala mümkün.
İngilizce çalışıyor olmam gerek ama bir film izlemeyi tercih ederim.
Bu gece canım hiç çalışmak istemiyor.
Tom çalışmak için çok yorgun.
Şimdi ders çalışmam gerek ama Tatoeba'da kalmayı tercih ediyorum.
Herhangi bir ilerleme yapmadığım için ders çalışmaktan zevk almıyorum.
Herkesin bir yabancı dil eğitimi yapması gerektiğini düşünüyorum.
Öğrenmeye başlamak için asla çok erken değildir.