Translation of "Sukces" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Sukces" in a sentence and their turkish translations:

Tom odniósł sukces.

Tom başardı.

Można stopniowo odnieść sukces.

adım adım başarılı olabiliriz.

Zawdzięczam ci mój sukces.

Benim başarımı size borçluyum.

Sukces nie przychodzi łatwo.

- Başarı kolayca gelmiyor.
- emeksiz yemek olmaz.

Tom przewidział nasz sukces.

Tom başarımızı öngördü.

Jego sukces nie podlega dyskusji.

Onun başarısı söz konusudur.

Jego sukces bardzo mnie podbudował.

Onun başarısı beni çok cesaretlendirdi.

Jestem pewien, że osiągnie sukces.

Onun başaracağından eminim.

Był zazdrosny o mój sukces.

- O, benim başarımı kıskandı.
- Başarımı kıskandı.

Martwię się o twój sukces.

Başarın hakkında endişeleniyorum.

Odniósł sukces ponieważ ciężko pracował.

- O çok çalıştığından dolayı başardı.
- O, sıkı çalıştığı için başardı.

Sukces zależy głównie od wysiłku.

Başarı çoğunlukla çabaya bağlıdır.

Bardziej nastawiony na sukces i krótkowzroczny.

Daha başarı odaklı, daha basiretsiz.

Pracuj ciężej jeśli planujesz odnieść sukces.

Başarılı olmayı planlıyorsan, daha çok çalış.

Jest jakaś nadzieja na jego sukces?

Onun başarısı ile ilgili bir umut var mı?

Osiągnąłem sukces głównie dzięki twojej pomocy.

Başarım büyük ölçüde yardımın sayesindedir.

Nasz sukces zawdzięczamy głównie jego staraniu.

Başarımı büyük çoğunluğu itibarıyla çabalarına borçluydum.

- Komu się udało?
- Kto odniósł sukces?

- Kim başardı?
- Kim başarılı oldu?

Więc masz większe szanse na sukces.

böylece başarılı olmanız daha olası oluyor

To co było naszym przepisem na sukces?

Peki işin sırrı neydi?

Jestem pewny, że twoje wysiłki przyniosą sukces.

Çabalarının başarıyla sonuçlanacağından eminim.

Jeśli chcesz odnieść sukces, musisz ciężko pracować.

Başarılı olmak istiyorsan, çok çalışmalısın.

Może osiągnąłbym sukces, ale to bez znaczenia.

belki başarılı da olabilirdim ama bir fark yaratamazdım,

Te ruchy polityczne odniosły sukces, bazując na poglądach,

Yani bu gibi siyasi partilerin savundukları fikirler, eninde sonunda

Sukces i porażka to dla mnie to samo.

Başarı ya da başarısızlık ikisi de benim için aynıdır.

Żeby osiągnąć sukces, musisz założyć sobie dobry plan.

Başarılı olmak için iyi bir plan yapmak zorundasın.

Jego druga płyta odniosła mniejszy sukces niż pierwsza.

Onun sonraki albümü ilk albümünden daha az başarılıydı.

- Nie ma prawie nadziei, że mu się uda.
- Na jego sukces widoki są marne.

Onun başarılı olacağına dair ufak bir umut var.