Translation of "Serca" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Serca" in a sentence and their turkish translations:

Kształt serca stał się symbolem Najświętszego Serca Jezusa.

kalp şekli, İsa'nın Kutsal Kalbi olarak anılmaya başladı.

Silne osłabienie serca

kalp akut şekilde zayıflıyor

Słuchanie głosu serca

Kalplerimizi açarsak bu,

Miałem atak serca.

Ben bir kalp krizi geçirdim.

Mam rozrusznik serca.

Benim bir kalp pilim var.

Jesteś bez serca.

Sen kalpsizsin.

Mówiłem z serca.

Ben kalpten konuştum.

Czy pierwszym rozrusznikiem serca.

ya da ilk kalp pili tasarlanırken.

Wszystkie oznaki uszkodzenia serca.

kalp yetmezliğinin tüm işaretleri.

Ona ma chorobę serca.

Onun kalp hastalığı var.

Zmarł na zawał serca.

O bir kalp krizinden öldü.

Tom miał atak serca.

Tom bir kalp krizi geçirdi.

Symbolizm serca obowiązuje do dzisiaj.

Duygusal kalbin sembolizmi bugün hâlâ yerini koruyor.

Językiem mojego serca jest angielski.

İngilizce, kalbimde yaşayan dildir.

Oczy są oknem do serca.

Gözler kalbin aynasıdır.

Tom zmarł na zawał serca.

Tom bir kalp krizinden öldü.

Rozwodzących się nad metaforycznym sensem serca,

onlar kalbin mecazi anlamlarıyla ilgileniyorlar

Do modyfikowalnych czynników ryzyka chorób serca,

kalp hastalığı için düzeltilebilir, önemli bir risk faktörü olarak listelemiyor,

Poznaj jego kontury, sprostaj dziennikowi serca.

Sınırlarını öğrenin, kalbinizin güncesine bir göz atın.

Po prostu idź za głosem serca.

- Sadece kalbini izle.
- Sadece yüreğinin sesini dinle.
- Yalnızca yüreğinin sesine kulak ver.
- Sadece kalbinin sesini dinle.

Nie bierz sobie tego do serca.

Onu ciddiye alma.

Przyprawia panienki o żywsze bicie serca.

O, genç kızların kalplerini çarptırıyor.

Kojarzenie serca z miłością przetrwało do dzisiaj.

Kalp ve aşk arasındaki bu bağ modern zamanda da ayakta kaldı.

że więź serca z emocjami jest wielce zażyła.

kalp ve duygular arasındaki bu bağlantı oldukça derin.

Nerwy kontrolujące nieświadome procesy, takie jak bicie serca,

Kalp atışı gibi bilinçaltı süreçleri kontrol eden sinirler

Złamane serca niosą śmierć dosłownie i w przenośni.

Kırık kalpler mecazi olarak da kelimenin tam anlamıyla da ölümcül.

Albo pozbawiony serca, chciwy typ z Wall Street?

Ya da belki Wall Street'teki kalpsiz tipler?

Trzeba nie mieć serca, żeby coś takiego powiedzieć.

Onun öyle söylemesi onun kalpsizliği.

Którą nazywa się "zespół takotsubo" lub "zespół złamanego serca".

adı ''takotsubo kardiyomiyopati'' veya ''kırık kalp sendromu,''

Słyszałem, że jedzenie jednej czy dwóch porcji ryby tygodniowo może zmniejszyć zagrożenie chorobą serca.

Haftada bir ya da iki porsiyon balık yemenin kalp hastalığına yakalanma olasılığınızı azaltacağını duydum.

Słyszałem, że ludzie, którzy codziennie jedzą warzywa i owoce, są mniej zagrożeni atakiem serca.

Her gün sebze ve meyve yiyen insanların kalp krizi geçirme olasılıklarının daha düşük olduğunu duydum.

Azjatycka stonoga leśna potrafi nie tylko zaszkodzić. Jadu używa się do leczenia ataków serca i wrzodów na skórze.

Asya orman kırkayağı zararlı olabilir, ama hepten kötü değildir. Zehri, Çin tıbbında nöbetleri ve cilt yaralarını iyileştirmek için kullanılır.