Examples of using "Słowo" in a sentence and their turkish translations:
"Hangi kelime?" diye sordum.
- Bir kelime seç.
- Bir kelime seçin.
- Bir sözcük seçin.
- Bir sözcük seç.
Bu kelime ne anlama geliyor?
Doğru sözü seçin!
Sana bu konuda söz veriyorum.
Daha sonra "küreselci" kelimesini arattım
- Sözcüğü yazdı.
- Kelimeyi yazdı.
Parantez arasına kelime yerleştirin.
- Bu kelimenin anlamı nedir?
- Bu sözcüğün anlamı nedir?
Seninle konuşabilir miyim?
Bu kelime zor.
Sana söz veriyorum.
Bu kelimenin anlamı nedir?
Kelimenin değişik anlamları vardır.
Kelimeye sözlükte bak.
O her kelimeyi dikkatle seçti.
O kelimeyi ilk kez duydum.
En sevdiğin sözcük nedir?
Seninle konuşmak istiyorum.
Bu kelimeye sözlükte bakacağım.
Bu kelimenin iki anlamı var.
İngilizcede öğrendiğin ilk kelimeyi hatırlayabiliyor musun?
"Keyif" aldım derken, ki orası için tuhaf bir kelime,
Bu gittikten sonra mecbur kalacağız.
"Teori" kelimesi genellikle yanlış kullanılır.
Kelimeyi nasıl heceleyeceğimi bilmiyorum.
Tom ona söylediğin tek kelimeye inanmayacak.
Kelimeye sözlüğünde bak.
Bu kelime hâlâ kullanılıyor.
Bu kelimeyi cümleden çıkarmalısın.
O her zaman öğretmeninin söylediği her şeyi not alır.
Bu kelimenin nasıl telaffuz edildiğini biliyor musunuz?
Tom'la özel olarak konuşabilir miyim?
Bu kontratın kelime kelime tercüme edilmesini istiyorum.
Lütfen bana bu kelimenin nasıl okunacağını söyle.
Kelimeyi nasıl heceleyeceğimi öğretti.
O Japonca kelimenin İngilizcede bir karşılığı yok.
Bu sözcüğü telaffuz edebilecek biri var mı?
Fransızcada öğrendiğin ilk kelime neydi?
Bu kelimenin ne anlama geldiğini bana söyleyebilir misiniz?
Ona dokuza kadar eve döneceğime söz verdim.
Çin halkının bir alfabesi yok. Onlar her kelime için farklı bir sembole sahipler.
Bir söz verirsen, onu tutmalısın.