Translation of "Rynek" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Rynek" in a sentence and their turkish translations:

Ten rynek jest rozchwytywany.

bu pazarın çoktan patladığını biliyoruz.

Duzi gracze kontrolują rynek.

Sanayideki büyük firmalar kontrolü ellerinde tutarlar.

Mama poszła na rynek.

Annem süpermarkete gitti.

Wolny rynek powinien zadecydować.

Serbest piyasanın karar vermesi gerekir.

Tomek nie idzie na rynek.

Tom markete gitmiyor.

Na koniec: chiński rynek jest gigantyczny.

Ve son olarak Çin pazara devasa.

Tata i mama poszli na rynek.

Babam ve annem pazara gittiler.

Od początku nie był to rynek regulowany.

Başından beri, gerçekten gevşek bir şekilde düzenlenmiş bir pazardı.

A rynek nie zapewni domów najbiedniejszym. Nigdy.

Piyasa da yoksullara asla ev vermez. Asla.

Japoński rynek ryżu jest zamknięty na import.

Japonya'nın pirinç piyasası ithalata kapalıdır.

Ten nowy rynek może poprawić całą branżę.

Bu yeni pazar tüm sanayiyi geliştirebilir.

Nie zrobiono prawie nic, żeby okiełznać ten rynek.

bu pazarda hüküm sürmek için neredeyse hiçbir şey yapmadı.

Powinniśmy próbować przejąć ten rynek, poznać go, zorganizować,

piyasada hâkim olmaya çalışmalı, onu tanıyıp düzenlemeliyiz

W takim systemie demokratycznym. Ale w żaden sposób nie pomyłka, Szwajcaria ma wolny rynek

liderin çıkabileceğini düşünebilir ancak yanlış düşünüyorsunuz çünkü İsviçre serbest piyasa ekonomisine