Translation of "Radę" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "Radę" in a sentence and their turkish translations:

Dasz radę!

Hadi, bunu yapabilirsiniz.

Dasz radę.

Hadi, bunu yapabilirsiniz.

Dam wam radę.

size bir tavsiye vermek istiyorum.

Zignorował jej radę.

O onun tavsiyesini görmezden geldi.

Dam sobie radę.

Atlatabileceğim.

Definitywnie damy radę!

Biz bunu kesinlikle yapabiliriz.

Doceniamy twoją uprzejmą radę.

Nazik tavsiyeniz için teşekkür ederiz.

Dałeś mi dobrą radę.

Bana iyi öğüt verdin.

Dała mi dobrą radę.

Bana iyi bir nasihat verdi.

Dam ci dobrą radę.

Sana iyi bir öğüt vereceğim.

Tom zignorował radę Mary.

Tom Mary'nin tavsiyesini görmezden geldi.

Przygoda się zaczyna! Dasz radę!

Macera başlıyor! Hadi, bunu yapabilirsiniz.

Powinieneś go spytać o radę.

Ondan tavsiye istemelisin.

Dasz radę przepłynąć tę rzekę?

Nehri yüzerek geçebilir misin?

Tom postanowił zignorować twoją radę.

Tom tavsiyeni görmezden gelmeye karar verdi.

Dasz radę podnieść to pudełko?

Bu kutuyu kaldırmayı başarabilir misin?

Może zapytamy go o radę?

- Niçin onun fikrini sormuyoruz?
- Onun tavsiyesini alsak ya.

Nie prosiłam cię o radę.

Ben senin tavsiyeni istemedim.

- Możemy to zrobić.
- Damy radę.

Onu yapabiliriz.

Tom dał mi dobrą radę.

Tom bana iyi tavsiyeler verdi.

Damy sobie radę bez tego.

Onsuz idare edeceğiz.

Trener dał mi pewną radę.

Antrenör bana bazı tavsiyeler verdi.

Nie zwrócił uwagi na moją radę.

O, benim tavsiyemi dikkate almadı.

Wiem, że damy radę to zrobić.

Onu yapabileceğimizi biliyorum.

Zależy mi, żebyście sobie dali radę.

Gerçekten siz arkadaşların geçinmesini istiyorum.

Mam dla ciebie radę do przemyślenia.

Düşünmen için bazı tavsiyelerim var.

Jestem ci bardzo wdzięczny za radę.

Tavsiyeniz için size çok minnettarım.

Mary myślała, że da radę zmienić Toma.

Mary Tom'u değişirebileceğini düşündü.

Gdzie mam się zwrócić po dobrą radę?

İyi bir nasihat almak için nereye gidebilirim?

- Razem damy radę!
- Razem możemy to zrobić!

Bunu birlikte yapabiliriz!

- Sami damy radę!
- Możemy to zrobić sami.

Bunu kendimiz yapabiliriz.

Jestem ci bardzo wdzięczny za twoją radę.

Tavsiyen için sana çok minnettarım.

Dostała od niego radę, by być ostrożniejszą.

Ona onun tarafından daha dikkatli olması tavsiye edildi.

Dostała od niego radę, żeby więcej ćwiczyć.

Ona, onun tarafından daha çok egzersiz yapması tavsiye edildi.

Dostała od niego radę, by słuchać lekarza.

Ona, onun tarafından doktorunu dinlemesi tavsiye edildi.

Nie pamiętam, żebym prosił cię o radę.

Senden tavsiye istediğimi hatırlamıyorum.

Nie mam do kogo zwrócić się o radę.

Nasihat için başvuracak kimsem yok.

Mogę cię poprosić o radę w pewnej sprawie?

Bir şey hakkında tavsiyeni sorabilir miyim?

Dam ci dobrą radę - nie sikaj pod wiatr!

Sana bazı tavsiyeler vereyim - rüzgâr yönünde çiş yapmayın!

Mało prawdopodobne, byś dał radę zrobić to sam.

Senin onu tek başına yapabilmenin pek olası olmadığını düşünüyorum.

Zanim mózg dojrzeje i sami damy radę się wyżywić,

Böylece beynimiz yemeğe doğru evrimleşiyor.

Dałem mu nie tylko radę, ale także trochę pieniędzy.

Ben ona sadece biraz tavsiye vermedim, ona biraz para da verdim.

Dasz sobie radę. To zależy od ciebie. Musisz podjąć decyzję.

Hadi, bunu yapabilirsiniz. Bu size bağlı. Bir karar vermelisiniz.

Ona dała mu radę, co ma zrobić żeby pozostać zdrowym.

Ona nasıl sağlıklı kalınacağına dair nasihat ediyor.

To trochę potrwa, ale w końcu damy radę to odtworzyć.

Biraz zaman alacak ama sonunda yeniden yapabileceğiz.

To trochę potrwa, ale w końcu damy radę to naprawić.

Biraz zaman alacak ama sanırım aradaki anlaşmazlığı giderebiliriz.

Jedyną radę jaką mogę wam dać, to zrobienie tego samego co ja.

Size verebileceğim tek tavsiye benim yaptığımı yapmanız:

Ta dziewczyna nie miała nikogo, do kogo mogłaby się zwrócić po radę.

Kızın tavsiye için başvuracağı kimsesi yoktu.

Więc jeśli biedni będą hodować kwiaty, by sprzedawać je bogatym, to dadzą sobie radę.

Zenginlere satacak çiçek yetiştirirlerse geçinip giderler.

- Mało prawdopodobne, że zdołamy uciec z tego więzienia.
- Chyba niemożliwe, byśmy dali radę uciec z tego więzienia.

Ben bu hapishaneden kaçmayı başarabilmemizin pek olası olmadığını düşünüyorum.