Examples of using "Pada" in a sentence and their turkish translations:
- Hava yağmurlu.
- Yağmur yağıyor.
Yağmur yağıyor.
Bugün kar yağıyor.
Kar yağıyor.
- Hava yağmurlu.
- Yağmur yağıyor.
Yağmur yağmıyor.
Yağmur mu yağıyor?
Paris'te kar yağıyor.
Aa! Kar yağıyor!
- Şimdi kar yağıyor.
- Şu anda kar yağıyor.
Bugün kar yağıyor.
Sabahtan beri yağmur yağıyor.
Kışın kar yağar.
- Şimdi yağmur yağıyor.
- Şu anda yağmur yağıyor.
Kar yağdığını bilmiyordum.
Yağmur yağmıyorsa gidelim.
Haziranda çok yağmur yağar.
Şimdi yağmur yağıyor mu?
Aralıksız olarak yağmur yağıyor.
Dışarıda kar yağıyor.
Şimdi dışarı çıkalım. Artık yağmur yağmıyor.
İlkbaharda burada çok yağmur yağar.
Her yağmur yağdığında çatı sızdırır.
- Armut dalının dibine düşer.
- Çocuklar atalarına çeker.
Almanya'da çok yağmur yağar mı?
Hava bulutlu ama yağmur yağmıyor.
Hokkaido'da çok kar yağar.
- Şimdi yağmur yağmıyor.
- Artık yağmur yağmıyor.
Yağmur yağıyor, bu yüzden evde kalmalısın.
Kar yağmasına rağmen gitmek zorundayım.
- Üç gündür aralıksız yağmur yağıyor.
- Üç gündür aralıksız yağıyor.
Bu alanda nadiren kar yağar.
Tom'un bizi her ziyaret edişinde yağmur yağıyor gibi görünüyor.
Niçin yağmurluk giyiyorsun? yağmur yağmıyor, değil mi?
ama böyle kar yağarken akıllı davranmalısınız.
ama böyle kar yağarken akıllı davranmalısınız.
Yağmur yağarken bu caddeyi geçmekten kaçının.
Bazen buralarda nisan ayında bile kar yağar.
Yaşadığım yerde Ocak ayında kar yağar.
Yağmur yağmasına rağmen, o golf oynayacak.
Beni istasyona götürecek bir şoför lâzım. Yağmur yağıyor.
Yağmur yağdığında suyun kanalize olup burada birikeceğini hayal edebilirsiniz.
Buradaki iklim çok yumuşak olduğu için burada kışın bile nadiren kar yağar.