Examples of using "Kamerę" in a sentence and their turkish translations:
Önceki gün bir fotoğraf makinesi kaybetmiştim.
Onlar kameralarını bir gitarla takas ettiler.
O, Japonya'dayken kamera aldı.
Sen benimki ile aynı kameraya sahipsin.
İyi bir video kamera alır almaz, online koymak için videolar yapmaya başlayacağım.