Examples of using "Jednym" in a sentence and their turkish translations:
- O, benim komşularımdan biri.
- O, komşularımdan biri.
Bu, tek yerde kalarak yapılır.
Bunlardan biri kadercilik.
Tom perdeleri hızla açtı.
Tom senin arkadaşlarından biri mi?
Kıtlık, Mahşerin Dört Atlısı'ndan biri.
20'de 1'den biri olacaktı
Bir taşla iki kuş vurmak.
Bu halı en güzellerden biridir.
Mide iç organlardan birisidir.
Tokyo en büyük şehirlerden biridir.
Görme beş duyudan biridir.
Ana sorunlardan biri gıdaydı.
Sen Tom'un arkadaşlarından birisi değil misin?
Kabul ediyorum, ama sadece tek bir şartla.
Onlar bir taşla iki kuş öldürdüler.
Tom bizim çalışanlarımızdan biriydi.
O, devrimin tanınmamış kahramanlarından biriydi.
Tom benim hastalarımdan biridir.
ve solunum sisteminin parçalarını yerine sabitleyip
Hem bir yıllık hem de beş yıllık takiplerde,
Tamam, şimdi bu ağaçlardan biriyle şansımızı deneyelim.
Bir şemsiyeyi paylaşan iki erkek öğrenci ha? Bu oldukça tuhaf bir durum.
Yamamoto da arkadaşlarımdan biridir.
O, İspanya'nın en ünlü yazarlarından biridir.
Misafirlerinizden biri ile konuşmak istiyorum.
Tom benim iyi arkadaşlarımdan biridir.
Bir ahtapot favorilerinizden biri mi?
İkisini tek bir yöne iten faktörler vardı
Otomobil endüstrisi Japonya'daki ana sektörlerden biridir.
Londra dünyandaki en büyük şehirlerden biridir.
Tom restoranın önündeki masaların birinde oturuyor.
Avustralya'nın en iyi gitaristlerin biri Tom'dur.
Oxford, dünyadaki en eski üniversitelerden biridir.
- Bu yolla bir taşla iki kuş öldürürüm.
- Bu yolla bir taşla iki kuş vururum.
Her zaman yapmak istediğim bir şey, bir uçağı uçurmayı öğrenmektir.
Bütün bir popülasyonun tek bir yerde olması çok büyük bir risk.
Singapur şu anda dünyanın vahşi yaşama en dost şehirlerinden biri.
Tom tanıdığın en yoğun adamlardan biri.
İsviçre dünyanın en zengin 5 ülkesinden biri ve bu zenginlik
Terörizm dünya barışının en büyük düşmanlarından biridir.
Tom'un nerede olduğunu bilen insanlardan birisin.
Bence, Avustralya dünyadaki en iyi ülkelerden biridir.
Çünkü bütün bu konakların bir noktada birbirleri ile temas etmesi gerekir.
Singapur'da bir suçluyu cezalandırmanın bir yolu onu ya da onu kırbaçlamaktır.
Bay White, Springfield'da bir otelin yöneticisiydi.
Polonya, Türkiye Cumhuriyeti'ni tanıyan ilk ülkelerden biriydi.
Onlardan biri, birini katil eden kişinin rolünü oynayacak bir aktör.
Fakat inanılmaz duyuları tek bir göreve odaklıdır. Leşçillik.
Düzinelerce türden yüzlerce kurbağa çiftleşmek için bir araya gelir.
O, keki altı parçaya kesti ve çocuklardan her birine bir tane verdi.
- Bana göre, Avustralya, dünyanın en iyi ülkelerden biridir.
- Benim bakış açıma göre, Avustralya dünyadaki en iyi ülkelerden biridir.
Tom Mary ile aynı odada olmaya katlanamadı.
Rugby maçından sonra bütün vücudum büyük bir çürüktü.
Kesinlikle çok dikkat edilmeli çünkü yarasalar tek ısırıkla ölümcül virüsler bulaştırabilirler.
Hadi gidip enkazı bulalım. Batıya, dünyanın en zorlu arazilerinden birinin üzerinden uçuyoruz.
- Birçok insan sadece bir dil konuşuyor.
- Birçok insan yalnızca bir dil konuşuyor.
Bana kalırsa Boston yaşamak için dünyadaki en pahalı yerlerden biri.
Tom bir nefeste su altında otuz metre yüzebileceğini iddia ediyor.
Bir yabancı dili öğrenmenin bir yolu o dilin konuşuru ile iletişim içinde olmaktır.
Real Madrid, İspanya ve dünyadaki en ünlü futbol takımlarından biridir.
Sonra bir baktım ki köpek balığı kollarından birini ısırmış, korkunç bir ölüm dönüşü yapıyor.
İsviçre dünya üstünde birkaç nötr ülkeden biri. Bunun anlamı herhangi bir askeri çatışmaya girmiyorlar.