Translation of "Imię" in Turkish

0.018 sec.

Examples of using "Imię" in a sentence and their turkish translations:

- Czy znasz moje imię?
- Czy znacie moje imię?

Adımı biliyor musun?

Twoje imię? - Robot.

Adınız? - Robot.

Wywołał moje imię.

O ismimi çağırdı.

Zmienił swoje imię.

İsmini değiştirdi.

Lubisz swoje imię?

- Adını seviyor musun?
- İsminden memnun musun?

Cześć, mam na imię Pekka. Jak masz na imię?

- Merhaba, benim adım Pekka. Adın ne?
- Merhaba, benim adım Pekka'dır. Senin adın nedir?

Naszemu odkryciu nadaliśmy imię:

Keşfimize isim verdik:

Ma na imię Torn.

Adı Torn.

Jego imię brzmi znajomo.

Onun adı tanıdık geliyor.

Masz takie piękne imię.

Ne kadar da güzel bir adın var.

Zapytaj go o imię.

Ona adını sor.

Mam na imię Jack.

Benim adım Jack.

Mam na imię Farszad.

- Benim adım Farshad.
- Benim adım Farşad.

Mam na imię Yatarou.

Benim adım Yatarou.

Ona ma rzadkie imię.

Nadir verilen bir adı var.

Muszę znać jego imię.

Onun adını bilmem gerekiyor.

Mam na imię Laurie.

Adım Laurie.

Jak masz na imię?

Senin adın nedir?

Zapomniałeś wymazać swoje imię.

Adını silmeyi unuttun.

Powoli powtórzył swoje imię.

Yavaşça adını tekrarladı.

Na imię ma Ken.

Onun adı Ken.

Tom to moje imię.

Tom benim adım.

Mam na imię Roberto.

Benim adım Roberto.

On zapomniał jej imię.

O onun adını unuttu.

Mam na imię Jisung.

Benim adım Jisung.

Mam na imię Sally.

- Benim adım Sally.
- Adım Sally.

Każdy zna jego imię.

Onun adını herkes bilir.

Cześć. Na imię mam José Silva. Jak ty masz na imię?

Merhaba. Benim adım José Silva. Adınız nedir?

Dziewczynka ma na imię Anshika.

Bebeğin ismi Anshika.

Przepraszam, jak masz na imię?

Affedersiniz. Adınız nedir?

Proszę, napisz swoje imię ołówkiem.

Lütfen adınızı bir kurşun kalemle yazın.

Jej imię nie było znane.

Onun adı bilinmiyordu.

To nie jest moje imię.

O benim adım değil.

Twoje imię to Tom, prawda?

Senin adın Tom, doğru mu?

Moje prawdziwe imię to Tom.

Benim gerçek adım Tom.

Też mam na imię Tom.

Benim adım da Tom.

Uniwersytet nosi imię swego założyciela.

Üniversite kurucusunun adını taşımaktadır.

Jego imię jest mi znane.

Onun adı bana tanıdık geliyor.

Ona ma na imię Lucyfera.

Onun adı Lucifera.

Jak ma na imię ambasador?

Büyükelçinin adı ne?

Tom chce poznać twoje imię.

Tom adını bilmek istiyor.

Toma imię było na pudełku.

Tom'un adı kutunun üstündeydi.

Zgadnij jak ma na imię.

Onun adının ne olduğunu tahmin et.

Tom błędnie wymawia moje imię.

Tom adımı yanlış telaffuz ediyor.

Cześć, mam na imię Tom.

Merhaba, benim adım Tom!

Oboje mamy to samo imię.

İkimiz de aynı isme sahibiz.

Wpisz swoje imię i adres.

Adınızı ve adresinizi doldurun.

Tom zna imię psa Mary.

Tom Mary'nin köpeğinin adını bilir.

W imię Księżyca, ukarzę cię.

Ay adına, seni cezalandıracağız.

- Jakie jest twoje ulubione imię dla dziewczynki?
- Jakie jest twoje ulubione imię żeńskie?

Favori kız adın nedir?

A wszystko to w imię nauki.

açıklamalar yapacağım.

Chłopiec wyciął swoje imię na drzewie.

Çocuk ismini ağaca kazıdı.

Powiedziałeś, że masz na imię Tom?

Adının Tom olduğunu söyledin mi?

Mam na imię Ricardo, a ty?

Benim adım Ricardı. Seninki ne?

Mam jego imię na końcu języka.

- Onun adı dilimin ucunda.
- Onun adını hatırlamak üzereyim.

Mick nadał temu dziecku imię Richard.

Mick bebeğe Richard adını verdi.

Moja siostra ma na imię Patricia.

- Kız kardeşimin ismi Patricia.
- Kız kardeşimin adı Patricia'dır.

Jak ma na imię twój mąż?

Kocanın adı ne?

Jak ma na imię dziewczyna Toma?

Tom'un kız arkadaşının adı nedir?

Nie wiem, jak wymówić jego imię.

Onun adının nasıl telaffuz edildiğini bilmiyorum.

Czy mogę zapytać o twoje imię?

Ben adınızı sorabilir miyim?

Imię Toma było trzecie na liście.

Tom'un adı listede üçüncüydü.

Nasz przewodnik miał na imię Tom.

Bizim tur rehberimizin ismi Tom'du.

Zapytaj go jak ma na imię.

Ona isminin ne olduğunu sor.

Jak ma na imię twoja córka?

Senin kızının adı nedir?

Imię Edwin nic mi nie mówi.

Edwin adı bende hiçbir şey çağrıştırmıyor.

Jak ma na imię siostra Toma?

Tom'un kız kardeşinin adı ne?

- Po jakiego grzyba dałeś mu tak na imię?
- Dlaczego do diabła dałeś mu takie imię?

Hangi akla hizmet ona böyle bir isim verdin?

Jestem Pam. Jak ty masz na imię?

Ben Pam. Senin adın ne?

Niedobrze że nie zapytałeś o jej imię.

Onun adını sormamış olman iyi değil.

Jego imię jest znane na całym świecie.

Onun adı tüm Dünyada bilinir.

Mam na imię Cyril. Miło Cię poznać.

Benim adım Cyril. Sizinle tanıştığıma memnun oldum.

Mam przyjaciółkę Wietnamkę. Ma na imię Tiên.

Vietnamlı bir arkadaşım var. Onun adı Tien.

Nawet nie wiem, jak miał na imię.

Onun ismini bile bilmiyordum.

Jak ma na imię twój nowy kolega?

Yeni arkadaşının adı ne?

Myślę, że on ma na imię Tom.

- Sanırım onun adı Tom.
- Onun adının Tom olduğunu düşünüyorum.

Jesteś pewny, że miał na imię Tom?

Onun adının Tom olduğundan emin misin?

Chyba usłyszałem, jak ktoś woła twoje imię.

Sanırım birinin senin adını seslendiğini duydum.

- Jak masz na imię?
- Jak się nazywasz?

- Adın ne?
- Adın nedir?
- İsmin ne?
- İsminiz nedir?

- Nazywam się Farshad.
- Mam na imię Farszad.

- Benim adım Farshad.
- Benim adım Farşad.

Wiem jak ta dziewczyna ma na imię.

O kızın adını biliyorum.

Mi to wygląda bardziej na tureckie imię.

Bu bana daha çok bir Türk ismi gibi geldi.

Nie powiedziała mi jak ma na imię.

O bana ismini söylemedi.

- Nazywa się Tom.
- Ma na imię Tom.

- Onun adı Tom.
- Adı Tom.

Ona napisała imię i adres, zgodnie z prośbą.

O istenildiği gibi adı ve adresi yazdı.

On ma na imię Tom, a nie John.

Onun adı Tom, John değil.

Kim ona jest i jak ma na imię?

O kimdir ve onun adı ne?

Tom mógł słyszeć, że jego imię zostało powiedziane.

Tom adının çağrıldığını duyabiliyordu.

Ile masz lat i jak masz na imię?

Kaç yaşındasın ve adın ne?

Nie powiem ci jak on ma na imię.

Sana onun adını söylemiyorum.

Zrobiliśmy nawet tak, że można było podświetlić swoje imię,

Birazcık daha bir şeyler ekledik. Birisi sizden bahsettiğinde