Examples of using "Hałas" in a sentence and their turkish translations:
Gürültü strestir,
Gürültü bebeği uyandıracak.
Gürültü beni uyandırdı.
Tom bir gürültü duydu.
- O, gürültü hakkında şikâyet etti.
- O, gürültü hakkında şikâyette bulundu.
Gürültü Tom'u ürküttü.
Oturanlar gürültü hakkında şikayette bulundular.
Peki gürültüden bahsederken ne kastediyoruz?
çünkü gürültü yaygın bir şey
Gürültü uykusunu rahatsız etti.
Gürültüden şikayetçi olacağım.
Tom gürültü hakkında şikâyette bulundu.
Gürültü beni uykumdan uyandırdı.
Gürültü gittikçe şiddetleniyor.
Gece yüksek sesli bir gürültü onu korkuttu.
O korkunç ses nedir?
- Boş yere yaygara koparıyosun.
- Yok yere mıcırık çıkarıyorsun.
O gürültü neydi?
O, gürültü hakkında ona şikayetçi oldu.
Gürültü, istenmeyen ses olarak tanımlanır
Bu gürültü beni deli ediyor.
Fakat yüksek sesler ve parlak ışıklar kafa karıştırıcı.
Işık ve gürültü kirliliği hayatın ritmini değiştiriyor.
Onun penceresinin dışındaki gürültü onun uyumasını engelledi.
Bütün o gürültü yüzünden dün gece uyuyamadım.
Genel gürültüyü delip geçen bir frekansta çağrı yapıyorlar.
Sınıf o kadar gürültülüydü ki adımım çağrıldığını duymadım.
Sanırım küçük sesleri fark ediyor, ışıkları görüyor, pencereden televizyona bakıyor, böyle şeylere dikkat ediyor.