Examples of using "Daj" in a sentence and their turkish translations:
Bana makul bir açıklama yapın.
Bir saniye bekle.
Elini ver bana.
Barışa bir şans verin.
Bana onu ver.
Tom'a bir sandalye verin.
Bana elmasları ver.
Onu ona verin.
Onu bana ver.
Bana bir kaşık verin.
Bana bir sebep göster.
- Haritayı bana ver.
- Bana haritayı ver.
- Haritayı bana verin.
- Bana haritayı verin.
Bana bir şans verin.
Bize biraz zaman ver.
Ona bir saniye ver.
Bana tornavidayı ver.
Onlara anahtarları ver.
Kitabı ona ver.
Onlara bir mola ver.
Bana bir sebep ver.
Bana paranı ver.
Bana bir şişe şarap ver.
Onu bana ver, lütfen.
- Bana kitabı ver.
- Bana kitabı verin.
- Fazla üstüme gelme.
- Fazla yüklenme bana.
- Üstüme varma.
Bana biraz daha ver.
Lütfen bitirmeme izin ver.
Bana biraz bira ver.
Bana bir baş lahana ver.
Bana daha çok süt ver!
Lütfen bana su ver!
Tom'a biraz zaman ver.
Tom'a anahtarlarını ver.
Bana silahını ver.
Bana cüzdanını ver.
Tom'a diğer elini ver.
Bana cep telefonunu ver.
Bana zor bir şey ver.
Bana saatini ver.
Kendini öldürtme.
Uyuyakalmama izin verme.
Tom'a istediği her şeyi ver.
- Lütfen bana bir sandalye al.
- Lütfen bana bir sandalye getir.
- Bana bir sandalye getirin lütfen.
Bana biraz para ver.
Bana bir kağıt verin.
Sandvicimi yemeği bitireyim.
Bu kitabı Ramu'ya ver.
Kılıcını bana ver.
Bana biraz daha zaman ver.
Bana boş bir sayfa kağıt verin.
Bana yarım kilo et ver.
Bana içecek bir şey ver.
Bana da biraz süt ver.
- Bana bir ya da iki gün verin.
- Bana bir veya iki gün verin.
- Bana bir iki gün vakit ver.
- Bana bir iki gün ver.
- Bana bir iki gün verin.
Sahip olduğumuz her şeyi Tom'a ver.
Lütfen bu kalemi bana ver.
Bana yiyecek bir şeyler ver.
Bana bir şans daha ver.
Bana telefon numaranı ver.
Bana ya özgürlük verin ya da ölüm verin!
Fikrini değiştirirsen bana bildir.
Onu bana ver.
Bana bu kilidin anahtarını ver!
Sanırım hapşıracağım... Bana bir mendil ver.
Onun bakışlarına aldanmayın.
Ceketini bana ver. Onu asacağım.
Daha sonra sonuçları bana bildirin.
Bunu ona ihtiyacı olan birine ver.
Ne yapabileceğimi bana bildir.
- Mağrur olma.
- Çok havalara girme.
Bir sorunumuz olduğunu Tom'a bildir.
En kısa sürede bana bu bilgiyi sağlayın.
Kapa çeneni ve düşünmeme izin ver.
Susuzluktan ölüyorum. Bana su ver!
Havaalanına ne zaman varacağını bana bildir.
Ona elini verirsen kolunu kaptırırsın.
Kapıyı açabilmem için bana anahtarları ver.
Herhangi bir değişiklik yapmam gerekip gerekmediğini bana bildir.
İpi kesmek için bir bıçak istiyorum.
Tom'un bilmesine izin ver.
Beni rahat bırak!
Lütfen bana bir mola ver.
Birine balık verirsen o gün karnını doyurursun. Balık tutmayı öğretirsen her gün karnını doyurursun.
Bana ellerini ver.
Birazcık, aynen böyle. Kürekle. İşte böyle. Ver bana.
Yapabileceğim bir şey olup olmadığını bana bildirin.
Eğer Boston'a gelirsen kesinlikle beni ara.
Az önce kalktım. Hazırlanmam için bana birkaç dakika ver.
Durumu görüşmek istiyorsanız, lütfen bize bildirin.
Eğer ana dili İngilizce olan biriyle çalışmak istiyorsanız, lütfen benimle iletişime geçin.
Bu bilgisayarı kullanmak isterseniz lütfen hemen bana bildirin.
Yardım etmek için yapabileceğim bir şey varsa, lütfen bana bildirin.