Examples of using "투명한" in a sentence and their turkish translations:
ve onu bu şeffaf şişenin içine koyabilirim.
Suyu doldurabileceğiniz temiz ve saydam bir şişenizin olması
Bunu güneş ışığında bırakabilirsiniz
ve onu bu şeffaf şişenin içine koyabilirim. Tüm böcekler ışığa doğru uçacaktır.
Ne düşünüyorsunuz? El feneri ve şişeyi mi kullanayım? Yoksa UV ışığını mı?