Translation of "밖으로" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "밖으로" in a sentence and their turkish translations:

밖으로 나가서

Oraya geri dönüyor,

그러니 물 밖으로 높이 올라가야죠

Bu yüzden suyun üstünde bir yer bulmak daha mantıklı olur.

밖으로 나가 세상의 변화를 이끌

Dolayısıyla liderlik kapasitelerinin olduğunu fark etmeleri çok zor.

‎녀석의 소리를 ‎200m 밖으로 퍼뜨리죠

Sesini 200 metreyi aşkın bir alana yayıyor.

‎밖으로 나와서 ‎이것저것 호기심을 보였어요

Ve meraklı bir şekilde dışarı çıkıyordu.

가슴을 두드리고요, 그리고선 화면 밖으로 나옵니다.

göğsüne vuruyor ve sahneden çıkıyor.

‎두 다리가 밖으로 ‎나올 때가 있어요

Ama bazen ortaya iki bacak çıkıyor.

스키를 로프로 감고... 로프 끝을 밖으로 뺍니다

İpi etrafına dolayacağım. Şuradan geçirelim.

‎고리무늬물범도 ‎밖으로 나와 느긋하게 ‎아침 햇살을 즐기는군요

Halkalı foklar sabah güneşinde dinlenmek için kendilerini yüzeye atar.

뱀이 있어요 그리고 약품이 온통... 밖으로 나와 있네요

Burada bir yılan var ve tüm ilaçlar... Mahvolmuş.

전위가 도착하면 채널이 열려 물을 밖으로 내보내게 됩니다.

ve voltaj ona çarptığında, açılır ve suyu salar,

‎놀라운 방식으로 대처했죠 ‎빨판으로 불가사리를 떼서 ‎굴 밖으로 조심스레 밀어냈습니다

ve onları vantuzlarıyla kaldırıp nazikçe yuvasından atmaya başladı.

사람들은 라이트 형제들이 비행을 위해 매번 밖으로 나갈 때의 이야기를 합니다.

Wright kardeşlerin nasıl dışarı çıktığının hikayesi anlatılır

‎녀석은 물 밖으로 나와 ‎공기 속 산소를 직접 흡수합니다 ‎마침내 태양이 돌아옵니다

Doğrudan havadan oksijen çekebilmek için kendini dışarı atıyor. Nihayet. Güneş yüzünü gösteriyor.