Examples of using "녀석의" in a sentence and their turkish translations:
Komşusu da dişiyi gözüne kestirmiş.
Sesini 200 metreyi aşkın bir alana yayıyor.
Bulutların gelmesiyle gece görüşü sınırlanıyor.
Doğuştan öfkeli, binlerce leşi olan, neredeyse görünmez, ufak bir gulyabani.
Standartları da çok yüksek. Bu erkeğin çağrısında özel bir şeyler var.
Ama deniz biyoloğu Richard Fitzpatrick öfkeli bir denizkestanesinin saldırısına uğradığında gündüz vakti işini yapıyordu.
Binlerce ufak lensten oluşan gözleri ortamda bulunan en ufak ışığı bile süzer.