Examples of using "나옵니다" in a sentence and their turkish translations:
Anlaşılan o ki, parayı takip etmekte fayda var.
iki metrelik bir artıştan söz edebiliriz.
Sadece geceleri otlamaya çıkarlar.
aslında beyninin dışında, kollarında.
göğsüne vuruyor ve sahneden çıkıyor.
Fakat Birleşik Devletler'de, federal hükümetten gelen mesaj çelişkiliydi.
Kavurucu güneş, çoğu çöl hayvanının sadece gece dışarı çıkması anlamına gelir.