Examples of using "기후가" in a sentence and their turkish translations:
Havanın küresel olarak garipleşmesiyle
ve iklim değişikliğini düzenlemede yardım ettiği düşünülüyor.
iklimin aslında insan sağlığıyla ilgili olduğunu yeni bir çerçeveye oturtabiliriz
Ama o dağlardan uzak durmak gerekir. Orası havanın en kötü olduğu yer olacaktır.