Translation of "곳을" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "곳을" in a sentence and their turkish translations:

야영지로 삼을 곳을 찾아야겠어요

Bir yerde kamp kurmayı düşünmeliyiz.

피난처로 삼을 곳을 찾아야겠습니다

Bana koruma sağlayacak bir şeye ihtiyacım olacak.

착륙할 곳을 찾으려면 흥미진진하겠어요

Burada inecek yer bulmaya çalışmak heyecan verici olacak.

[내가 이전에 보지 못하던 곳을]

Daha önce göremediğim yerde

[그 곳을 계속 바라 봐]

Gözlerini oraya dik

온수에 독을 맞은 곳을 담그고

Yarayı sıcak suya tutmak.

수백만명의 시민들은 살 곳을 잃었거나

Milyonlarca vatandaş ya yerinden edilmişti

어느 곳을 바라보든 위험과 맞닥뜨립니다.

Hangi yöne dönsek risk faktörü var:

다음번에, 어딘가 경이로운 곳을 방문할 때,

Ya bir dahaki sefer mükemmel bir yere gittiğinizde

‎암컷은 필사적으로 ‎한적한 곳을 찾고 있습니다

Ümitsizce sessiz bir yer arıyor.

저는 세계 여러 곳을 여행하고 싶어 했어요.

dünyayı dolaşmak istiyorum.

이제 곧 어두워집니다 야영지로 삼을 곳을 찾아야겠어요

Hava gittikçe kararıyor. Bir yerde kamp kurmayı düşünmeliyiz.

그녀는 말했어요. "난 쉴 곳을 찾고 있어요.

Dedi ki, "bana ait olan"

여러분이 좋아하는 곳을 찾는 것이 어떤 것일지 생각해보세요.

Sıklıkla gidip, arkadaşlarınız veya mekânın demirbaşlarıyla takıldığınız

이 로프를 이용하죠 어디 묶을 곳을 찾은 다음

Bu halatı kullanıp onu bağlayacak bir şey bulacağız

우리가 해야 할 일은 햇볕이 닿지 않는 그늘진 곳을 찾는 겁니다

Yapmak istediğimiz şey gölgelik bir yer bulup onları güneşten saklamak.

당신의 추억을 담고 있는 곳을 잃는 고통을 알 수 있을 겁니다.

hikâyenizi taşıyan yeri kaybetmenin verdiği ızdırabı bilirsiniz.

‎눈 때문에 숲의 바닥에서 ‎먹이를 찾기가 더 까다롭습니다 ‎다른 곳을 찾아봐야겠군요

Kar yüzünden ormanın zemininde yiyecek bulmak pek mümkün değil. Başka yerlere bakmalı.

‎밤이 빠르게 다가오고 있기에 ‎이 거대한 철새 떼는 ‎잠잘 곳을 찾아야 합니다

Gece hızla yaklaşırken bu devasa sürünün uyuyacak bir yer bulması gerek.

아니면 그냥 이 로프를 묶을 곳을 찾은 다음 타고 내려갈 수도 있죠

Ya da bu halatı kullanarak bağlayacak bir şey bulup onunla aşağı inebiliriz.