Translation of "‎어쩔" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "‎어쩔" in a sentence and their turkish translations:

"너무 부수고싶게 생겨서 어쩔 수 없었나봐요."

''Çok kışkırtıcı, kendine hakim olamadı.''

이런 상황에 부닥치면 어쩔 수 없습니다 후송을 요청하는 수밖에요

Kendinizi böyle bir durumda bulursanız tahliye ekibi çağırmaktan başka şansınız yok demektir.

그 둘이 이곳에 출연해달라고 해서 사실 어쩔 수 없이 왔습니다.

bu yüzden gelmemi istediklerinde hayır diyemedim.

‎그 때문에 동물들은 ‎어쩔 수 없이 밤을 무사히 보낼 ‎새로운 방법을 찾아야 합니다

Hayvanları, geceyle başa çıkmak için yeni yöntemler bulmaya itiyor. UYUMAYAN ŞEHİRLER

‎어쩔 수 없이 아주 조심스럽게 ‎빨판을 비틀어 떼어 내야 해요 ‎문어를 괴롭히지 않으면서요

Bu yüzden vantuzlarını çok narince, onu rahatsız etmeden elinden sökmen gerekiyor ki