Translation of "‎아는" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "‎아는" in a sentence and their turkish translations:

음, 제가 아는 한

Bildiğim kadarıyla,

그리고 우리가 아는 모든 것들이 창조되었어요.

ve bildiğimiz, olduğumuz ve oluştuğumuz her şey yaratıldı.

속임수, 기법, 노하우 제가 아는 모든

püf noktalar, araç gereçler, ustalık --

우리가 왜 이렇게 행동하는지를 아는 것이 먼저입니다.

neden bu şekilde davrandığımız.

그리고 글을 아는 이들의 이야기로 인한 위험성을요.

ümmi insanların ve hikâyelerinin tehlikesi.

그냥 이미 아는 곳에 가는 게 좋습니다.

Sadece iyi olduğunu bildiğiniz yere gidin.

‎거의 목격되지 않아서 ‎존재를 아는 사람이 드물죠

Nadiren görülürler. Varlıklarını çok az kişi bilir.

그들을 아는 사람은 모두 그가 여자라고 믿을 것이다.

erkek olduğunu bilmeyene kadın olduğunu inandırabilirdiniz.

그래도 제가 100% 아는 건 먹어도 안전하다는 겁니다

Ama yüzde yüz bildiğim şey, yemenin güvenli olduğu

저는 코미디에 대해 제가 아는 모든 것을 쏟아부었어요.

Onun hakkında bildiğim her şeyi aldım --

‎톰은 꼬마 해양 생물학자예요 ‎아는 게 제법 많죠

Şu an ufak bir deniz biyoloğu gibi. Çok şey öğrendi.

중국은 세계가 이 사실을 아는 걸 원하지 않습니다

Çin, dünyanın bunu bilmesini istemiyor.

그리스인들은 그들이 아는 어떤 누구보다 그들이 더 뛰어나다고 생각했습니다.

Yunanlar tanıdıkları diğer milletlerden daha iyi olduklarını düşünüyorlardı

제가 아는 한 산모는 베이비 샤워를 두려워 하고 있었어요.

Tanıdığım bir anne adayı doğum öncesi partisi vermekten çekiniyordu.

얼마 지나지 않아, 아는 것이 별로 없다는 것을 깨달았습니다.

Çabucak öğrendiğim ki pek fazla bir şey bilmiyoruz.

받아 들인다는 건 슬픔은 격한 강물 같음을 아는 겁니다.

Kabullenme, kederin şiddetle dolu bir nehir olduğunu bilmek.

아는 사람도 있겠지만, 1953년 2백만 이상을 죽인 한국전쟁 이후

Haberiniz olduğu üzere, 1953'te, Kore Yarımadası 2 milyon insanın öldüğü savaştan

지금 TED에 와 있는데 천 명 정도 아는 사람들 모여있어.

ES: İşte buradayım, yakın dostlarımdan yaklaşık 1000 tanesiyle TED'de

‎그래서 다시 카메라를 들고 ‎제가 사랑하고 ‎잘 아는 일을 시작했죠

Sonra tekrar kameramı alıp sevdiğim ve bildiğim şeyi yapmaya başladım.

나도 알고 다들 아는 사실인데 왜 굳이 질질 끌고 있지?

Ben biliyorum, onlar biliyor. Bunu niye gereksiz yere uzatayım?

[낮에는 따사로운 인간적인 여자 커피 한잔의 여유를 아는 품격 있는 여자[ (가사)

''Gündüzleri sevecen ve sıcakkanlı bayanları severim. Bir kahve fincanın tadına varmayı

‎어딜 가나 사람이 있습니다 ‎하지만 자신의 그림자를 뒤쫓는 ‎위험을 아는 사람은 몇 안 됩니다

Her köşede insan var. Ama çok azı, onları gölgeleri gibi takip eden tehlikenin farkında.