Examples of using "먹이가" in a sentence and their turkish translations:
Bu yiyecek değil.
Seçimlerde kolaylıkla çoğulcuların yemi oluyorlar.
Kış yaklaştıkça vahşi doğada yiyecek iyice azalıyor.
İncir ağaçları günde 24 saat binlerce türün karnını doyurur.
Yavrularını avın yanına götürmesi gerek. Çok da oyalanamaz.
Aklında yemekten fazlası var. Eh, ısrarcılıktan tam puan aldı.
Ve balıklar onunla besleniyor. Bir sürü leşçi beslenmeye geliyor.