Translation of "‎그걸" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "‎그걸" in a sentence and their turkish translations:

그걸 보자마자 느꼈습니다.

Bunu görür görmez şöyle düşündüm:

그걸 알아보기 위해서

Sonunda bunu nasıl işlediğini öğrenmek için

그걸 사용하는 일만 남았어요.

İşte burada, onu kullanalım.

그걸 해결하려는 사람도 여성입니다.

ve kadınlar bunu ortadan kaldıranlardı.

나머지 사람들이 그걸 걱정할까요?

Bu dünyanın geri kalanının umrunda olmalı mı?

그는 그걸 스스로 실현했어요.

kendini gerçekleştirmişti.

그걸 넓히려고 하지 않아요.

ve kendimizi daha fazla zorlamayız.

‎그걸 보고니 너무 속상했어요

İnsanın karnına vuran o berbat hissi yaşadım.

처음에 그걸 봤을 땐 충격받았습니다.

Bunu ilk gördüğümde dehşete kapıldım.

제가 그걸 알았다면 어떻게 됐을까요?

Düşüncelerini bilmek nasıl olurdu?

하지만 저는 이제 그걸 찾아내고

ama bunu ortaya ben çıkarmış olacağım

우리는 몇 초간 그걸 바라봤고

Birkaç saniye izledik,

그리고, 그걸 경험했던 적이 있다면,

Ve eğer böyle bir şeyi tecrübe etmediyseniz

저는 그걸 아주 오래전에 배웠습니다.

Bunu çok ama çok uzun zaman önce öğrenmiştim.

‎그걸 보니 ‎희한하게도 믿음이 생겼죠

Ve bu bana garip bir öz güven verdi.

그런데 그걸 은화로 주는 거예요.

Ama bize gümüş paralar verdiler.

그걸 분화된 가치의 명제라고 하든

değeri farklılaşmış teklif olarak veya

그걸 듣고 처음 든 생각은

Benim ilk düşüncem ise;

그걸 파워포인트로 만드느라 엄청난 시간을 썼는데

ve o PowerPoint sunumuna çok vakit harcayarak tüketti.

내가 그걸 벗으니 넌 비명을 질렀거든

Çünkü çıkardığımda çığlık attın

그는 진화했고 우린 모두 그걸 지켜봤습니다.

Gelişiyordu ve hepimiz de buna şahittik.

그걸 기대했다면 미안하지만 한국에 대한 이야기는 다를거야.

Pekala, sizi hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm ya da tam tersi için. Ancak Kuzey Kore'nin hikayesi biraz farklı.

그리고 그걸 위해서 공장이나 공동체, 직장이 희생당하는 거죠.

Bu üçü adına birçok şey feda edildi: çalışanlar, fabrikalar, topluluklar.

그걸 시도하고 잘 따르게 만드는 게 제 일이거든요.

ve benim işimse denemek ve sürdürmekti.

그걸 즐기며, 쉽게 찾아볼 수 있도록 만들고자 했습니다.

eğlenceli ve keşfetmesi kolay olmak.

이 인공판막이 30년동안 견딜 수 있다는데 그걸 누가 알아요?

Kalp kapakçığının 30 yıl idare etmesi bekleniyor ama kim bilir ki?

그에 대한 해결책은 새로운 문제를 낳고 그걸 차례로 해결해 나가야 하죠.

ve çözümler de sırası geldiğinde çözümlenecek yeni sorunlar doğurur.