Translation of "않아요" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "않아요" in a sentence and their turkish translations:

넓진 않아요

Çok alan yok.

당연하지 않아요.

Ama bilmeliyiz.

절대 그렇지 않아요.

Değildi.

그들은 스스로에게 친절하지 않아요.

Kendilerine nazik davranmazlar.

다 그렇게 엄격하진 않아요.

Bütün kültürler böyle sabit değil.

"의미란 물질세계에 있지 않아요.

"Anlam, madde aleminde bulunan bir şey değildir;

저는 수술을 권하지 않아요.

ameliyatı önermeme eğiliminde oluyorum.

그걸 넓히려고 하지 않아요.

ve kendimizi daha fazla zorlamayız.

낙제점까진 아니지만 좋지는 않아요.

(Olayları)Anlatıyor ama çok iyi değil.

그 사람들이 다 성공하지는 않아요.

hala istedikleri yerde değiller.

그런 세상에 살고 싶지 않아요.

Bu, içinde yaşamak istediğim bir dünya değil.

눈치 채셨겠지만 노래는 부르지 않아요.

Emin olduğum kadarıyla şarkı söylemediğimizin farkındasınızdır.

하지만 예상하시다시피 그렇게 맛있진 않아요!

Ama hayal edebileceğiniz gibi, tadı pek harika sayılmaz!

다리는 하룻밤 만에 지어지지 않아요.

Bir günde köprü inşa edemezsiniz.

하지만 전 그렇게 생각하지 않아요.

Ben ise öyle olduğunu düşünmüyorum.

"청중"이라고 부르고 싶지가 않아요.

''İzleyiciler'' demek istemiyorum,

이것은 세상에 대한 어떤 것도 말해주지 않아요,

Bu size dünyayla ilgili bir şey söylemez;

그냥 눈을 파냅니다 손으로요, 오래 걸리지 않아요

Ama aslında sadece kazıyoruz, ellerinizi kullanırsanız uzun sürmeyecektir.

그렇다고 그 장치를 끄지는 않아요. 무례한 행동이니까요.

Onu kapatacak değilim, değil mi? Bu biraz kabalık olur.

얼마나 깊은지 보이지도 않아요 이런 갱도는 이래서 위험합니다

Ne kadar derin olduğunu bile göremiyorum. Bu tür tünellerin tehlikeli yanı budur.

‎저는 빽빽한 다시마숲에서 ‎산소통을 메는 걸 좋아하지 않아요

Sık bir yosun ormanında oksijen tüpü takmak benim için ideal değil.

우리가 이 초능력을 충분히 사용하고 있는 것 같진 않아요.

bu süper gücü yeterince kullanmadığımızı görüyoruz.

또한 항생 물질 내성이 있는 슈퍼버그의 위협도 받지 않아요.

ve sadece hastanelerde bulaşan

RH: 맞아요, 하지만 다시 말하자면 중독이라는 개념으로 생각하지 않아요.

RH: Evet, tekrar diyorum biz bunu bağımlılık

서로를 위해 있어 주는 데는 그리 큰 노력이 들지 않아요.

Onların yanında olmamıza engel olan hiçbir şey yok.