Examples of using "Riparare" in a sentence and their turkish translations:
Onu düzeltebileceğini düşünüyor musun?
Bunu tamir etmeliyiz.
Bunu onarmalıyım.
Isıtıcıyı tamir edebiliriz.
Ben ısıtıcıyı tamir edebilirim.
Bu ayakkabıları tamir edebilir misin?
O, saati onarmak zorundadır.
Herhangi bir şeyi düzeltebiliriz.
Ben buzdolabını tamir etmek zorundayım.
O ısıtıcıyı tamir edebilir.
Hasarı onaramaz mısın?
Klavyemi onarabilir misin?
Onlar arabalarını tamir etmek zorundalar.
Çamaşır makinesini tamir etmek zorundayım.
Hasarı onarmalıyız.
Kapıyı tamir ettirdim.
Tom bunu tamir edebilir.
Bu saati onarmak istiyorum.
Bu sistemi düzeltmek zorundayız.
Bunu tamir etmek zorundayım.
Arabanı tamir ettirmelisin.
Oğlum, arabamı tamir etmeme yardım et.
Bozuk radyoyu tamir edebilir misin?
Bunu onarabilirsin.
Hâlâ çamaşır makinesini onarmak zorundayım.
Tom her şeyi tamir edebilir.
Tom saatini tamir ettirdi.
Bilgisayarlar nasıl onarılır biliyorum.
O, bilgisayarları nasıl tamir edeceğini bilir.
O, bilgisayarları nasıl onaracağını biliyor.
Bilgisayarları nasıl tamir edeceğimizi biliyoruz.
Onlar bilgisayarları nasıl tamir edeceğini biliyor.
Arabayı tamir etmek ne kadar sürdü?
Bisikletimi tamir ettirmeliyim.
Bilgisayarımı tamir ettirmeliyim.
Bunu düzeltmeliyiz.
Obuamı tamir ettirmem gerekiyor.
Bilgisayarların nasıl onarılacağını biliyorsun, değil mi?
Bilgisayarı tamir edemem.
Saatimi tamir ettirdim.
Saatimi tamir ettirmeliyim.
Televizyonu tamir ettirmeliyim.
O, eski makineyi tamir ettirdi.
Çamaşır makinesini onarmak mümkün müdür?
Motosikletimi onarabilir misin?
Tom arabasını tamir etmeye çalışıyor.
Bunu düzeltmek zorundayız.
Bisikletimi erkek kardeşime tamir ettirdim.
Bisikletimi tamir ettirdim.
Ted saatleri tamir etmede iyidir.
Sana bir bilgisayarı nasıl tamir edeceğini öğretebilirim.
Mary bilgisayarların nasıl onarılacağını bilir.
Tom eşyaları nasıl tamir edeceğini biliyor.
- Arabamı tek başıma tamir etmeyi başardım.
- Arabamı tek başıma tamir edebildim.
Bu kamerayı tamir edemeyeceğimizden emin misin?
Tom saatimi onarmama yardım etti.
Tom Mary'nin kırık tabloyu tamir etmesine yardım etti.
Tom, Mary'nin kırık sandalyeyi tamir etmesine yardımcı oldu.
Kameranı nerede tamir ettirdin?
Araba tamir etmeye değmez.
Onu tamir ettirmeliyim.
Ona saatimi tamir ettirdim.
Tom onu düzeltmek istedi.
John'a saatimi tamir ettireceğim.
Kameramı tamir ettirmek zorunda kalacağım.
O dükkânda kameramı tamir ettirdim.
Ben saatimi tamir ettirdim ama tekrar bozuldu.
Arabayı tamir etmek çok paraya mal oldu.
Bisikletimi tamir etmek 5,000 yen'e mal oldu.
Onu tamir etmem gerekiyor.
Bunu tamir edebileceğimi sanmıyorum.
Tom Mary'ye kırık sandelyeyi tamir etmesini ne zaman söyledi?
Koltuğu tamir edemem.
Bunu tamir etmek zorundayız.
Bunu onarabiliriz.
Tesisatçı bizim lavaboyu tamir etmek için birçok alet kullandı.
Televizyonum bozuldu. O yüzden tamire götürmek zorunda kaldım.
Bunu düzeltmek imkansız.
Bisikleti tamir etmem istendi.
Umarım Tom bunu nasıl onaracağını bilir.
Tom onu tamir etmek istiyor.
Bunu tamir etmek oldukça kolay.
Bilgisayarı onaramam.
Tom bana muhtemelen saatimi tamir eden bir adamın adını verdi.
Tom bunu düzeltmek istemedi.
Ben sadece bu şeyi tamir ettirmeye çalışarak üç saati israf ettim.