Examples of using "Politica" in a sentence and their turkish translations:
Siyasetten nefret ederim.
Siyasetle ilgileniyor musun?
Politikayla ilgileniyor musun?
Ben politikadan nefret ederim.
Biz politika tartıştık.
O, siyasete ilgisiz.
O iyi bir politikadır.
Ben siyasetten anlamıyorum.
Biz sık sık siyaseti tartışırız.
Politikayla ilgilenmiyorum.
siyasi af kapsamında Fransa'ya döndü
Mary politika ile ilgilenir.
Ben siyaset hakkında çok şey bilmiyorum.
ve iyi bir siyasi azimle
- Politika kirlidir.
- Siyaset kirlidir.
Bu standart politika.
Bu tartışılabilir bir politika.
Politika hakkında konuşmaktan nefret ediyorum.
Senin kadar siyasetle ilgilenmiyorum.
Hükümetin ekonomi politikasını inceledik
- Onun politikaya ilgisi yok.
- Onun siyasete ilgisi yok.
Siyasete girmeyi düşünüyorum.
politik etkinlikleri daha üstün.
Ben buna aitlik politikası diyorum.
İtalya'nın siyasi tarihi...
Dürüstlük en iyi politikadır.
Politik durum değişti.
O, siyaset hakkında bir şey bilmiyor.
Siyaset onun ilgisini çekmedi.
Siyasetle alakaları yoktur.
Siyasette barış var mı?
Birçok insan siyasi deneyimden yoksundu.
Tom siyasete girmek istedi.
Siyaset dünyasına hoş geldiniz.
Bu politikanın lehinde mi yoksa aleyhinde misin?
Onun politik dünyada bir sürü düşmanı var.
Politik dünyada pek çok düşmanı var.
Onlar hâlâ ona ve politikalarına destek veriyorlardı.
politik bir eşitsizlik ekonomik eşitsizliği takip ediyor;
ve uyguladığımız yolu analiz etmeliyiz.
iç ve dış politikamız.
paylaşmasak bile birlikte yaşayabiliriz.
Siyasetle her zaman ilgilendim.
Ekonomi, siyasete derinden bağlı.
Tom politikadan hoşlanmaz.
Siyaseti dinden ayırmalıyız.
Onun siyasi kariyeri sona erdi.
Tom yerel siyasette aktiftir.
Angela Merkel bir Alman politikacıdır.
Tom siyasetle ilgilenmiyor.
Politika kirli bir iş.
Tom politika ile hiç ilgilenmez.
ve ülkemizin geleceğini
hayatımızı, ekonomimizi ve politikamızı ele geçirmiş görünüyor.
Dürüstlük her zaman en iyi politika değildir.
Sanırım politikamızı değiştirmeliyiz.
İstihdam politikası bir başarısızlıktır.
Hukuk ve siyaset iki farklı şeydir.
Savaş yanlış bir politikadan sonuçlandı.
politikada ise tek bir basit anlatı var
birisiyle iletişime geçmek için çaba gösterin.
Japonya'da bir sürü insan siyasete kayıtsız.
Bu okulun kuralları çok katı.
Darbeler siyaseti tehdit edebilir.
Sosyal, politik ve ekonomik sistemlerimiz
Politik ya da alışveriş seçimlerimizde
Peki tüm bunlar bize politik şiddet hakkında ne söylüyor?
Politikayı uygulayan kişilerin
CQ: Kamp yapmaktan nefret ediyor olabilirim ama siyasete bayılırım.
Tatoeba'nın daha çok politik cümleye ihtiyacı var.
ya da en azından kabul edeceğini keşfetmem.
Şimdi unutmayın, kariyerim kişisel düşünce ve duygulara değil,
İster evde olalım, ister okulda veya işte ya da siyasi bir arenada.
Hatta politikayı pek çok yönden bir aitlik arayışı olarak görebilirsiniz.
Her zaman politika konuşmayı ısrar eden insanları sevmem.
Bu, politik gerçekçiler için çok şaşırtıcı bir durum olmasa da
Şu andaki kitap şöyle diyor: Şirketler siyasete bulaşmamalı.
Politikanın sıkıcılık dışında her şey olduğu etkileyici bir ülke bulacaksınız.
Biz çoğunlukla politika tartışarak bütün gece otururduk.
Cumhurbaşkanının yeni bir enerji politikası öne sürmesi bekleniyor.
Kadınlar bu ülkede siyaset konuşmazdı.
Politika hakkında yaptığımız konuşmadan gerçekten hoşlandım.
John için çalışmayı sevsem de politikada başarılı olamadım.
Başka bir deyişle, İtalyan siyasetinde dikiş tutturmak imkansız bir şey.
Feministler tüm cinsiyetlerin siyasal, sosyal ve ekonomik eşitliğine inanırlar.
Benim bu hükümet hakkındaki izlenimim onların daha güçlü bir ekonomik politikaya ihtiyaçları olduğu, aksi takdirde gelecekte büyük sorunlarla karşılaşacaklarıdır.