Examples of using "Pelle" in a sentence and their turkish translations:
O deriden yapılmış.
Bu senin cildini koruyacaktır.
Yağlı bir cildim var.
Onun yağlı cildi var.
Hassas bir cildim var.
O koyu tenlidir.
O imitasyon deri.
Ben kuru bir cilde sahibim.
Dükkân deri ürünler getirdi.
Bir deri evrak çantasına ihtiyacım var.
Tom koyu tenli.
Onun teni sıcaktı.
Onun teni pürüzsüz
Tom açık tenlidir.
Tom güzel bir cilde sahiptir.
Bir çift deri eldiven aldım.
Cildini güneşe maruz bırakmadı.
Onun açık renkli bir cilt ve saçı vardır.
Onun açık renk cilt ve saçı vardır.
Boynuna bir bakın,
Bu hava dünyanın cildidir.
Tom pürüzsüz bir cilde sahip olmak istiyor.
Mary'nin hafifçe bronzlaşmış bir cildi var.
Tom'un çok beyaz cildi var.
Bu çanta deriden yapılmıştır.
Ben tavuk derisi yemem.
Böcekler sert bir cilde sahiptir.
Cildin hemen üzerine boşluğa bakteri ekliyorum,
- Tom deri bir ceket aldı.
- Tom bir deri ceket aldı.
Bronzlaşma, cilt kanserine neden olabilir.
Tom deri şort giyiyor.
Cildinize özen göstermeniz önemlidir.
Tom deri ve kemikten başka bir şey değildi.
Tom'un ender bir cilt hastalığı var.
Sedef bir deri hastalığıdır
Tom bir çift siyah deri ayakkabı satın aldı.
Sivri uçlu zehirli dişleri deriyi kolayca deler
Hayvanların derisi kıllarla kaplıdır.
Onun cildi çok beyazdır.
Onun teni kardan daha beyaz.
Deri, vücudun en büyük organıdır.
İnsanları derilerinin rengine göre yargılamaya son ver.
Tom, Mary'ye timsah derisi bir çanta satın aldı.
Bu üçayak benzeri pençeler deriye tutunur ve yapışır,
ve onu koyun derisi veya kağıdın içine sardılar,
ve ciltte, hasar gördüğü zaman cilt kanseri gibi
Renk, doku, desen ve deri eşleştirebiliyorlar. Çok güzel.
Ayako'nun cildi kimyasallara karşı hassastır.
Bukalemun deri rengini değiştirebilir.
O ürpertici tüyler derinize değerse
Burada cildin yüzeyini görüyorsunuz.
Şirinler'de de Navi'de de mavi deri var.
Son derece beyaz bir cildim var ve asla bronz değil.
pediseller derinize yapışıp çok güçlü bir zehir bırakır.
Deri ve tüy kaplı gözleri bu köstebeği tamamen kör bırakmıştır.
Soğuk, kurbağanın ince, nemli derisinden içeri sızıyor.
ışık deriye nufüz edecek kadar güçlü.
kötü bir isim söylediğindedir" yazıyor.
O yaz gecesinde sevgilimin yumuşak ve nemli cildini asla unutmayacağım.
ama zehrin birazı derisinin altında kaldı, aynı acıyı defalarca yaşadı.
Derisinin zarları sayesinde onu güvende tutabiliyor... ...ağaçların tepesinde.
Ayının kürkünü onu avlamadan önce satma.
Tom cılız değil.
Ayakkabılar, deriye benzeyen yumuşak bir malzemeden yapıldı.
Tom cılız bir çocuktu.