Examples of using "Padrone" in a sentence and their turkish translations:
Evet, efendim.
Bu savaş Napolyon'u Avrupa'nin efendisi bıraktı.
Köpek öğretmenini tanıyordu.
O onun kendi ustası.
O bu evin efendisi.
Bu dişi köpek kendi sahibini ısırıyor.
Tom, Mary'nin ev sahibidir.
Köpek sahibine sadıktır.
Kirayı ödemiyorsanız, ev sahibi sizi tahliye edecektir.
Tom anında durumu kontrol altına aldı.
Ev sahibi oldukça varlıklıydı.
Ev sahibimiz bize bir içki önerdi.
Köpek sahibini zarardan korudu.
Köpek her gün sahibinin dönüşünü bekledi.
Ben bir ev sahibiydim.
Ev sahibi kiramızı ayda 200.00 dolara yükselttiği zaman şok olduk.