Translation of "Nazioni" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Nazioni" in a sentence and their turkish translations:

- Era ambasciatore alle Nazioni Unite.
- Lui era ambasciatore alle Nazioni Unite.

- Birleşmiş Milletlerin büyük elçisiydi.
- O, Birleşmiş Milletler temsilcisiydi.

Provenienti da 60 nazioni diverse .

1400 insanla çalıştık.

- Le nazioni stanno combattendo per la libertà.
- Le nazioni stanno lottando per la libertà.

Uluslar özgürlük için savaşıyor.

Le Nazioni Unite sono un'organizzazione internazionale.

Birleşmiş milletler uluslararası bir organizasyon.

- ONU sta per Organizzazione delle Nazioni Unite.
- UN sta per United Nations, Nazioni Unite in inglese.

UN,United Nations'ın simgesidir.

Una Presidentessa dell'Assemblea Generale delle Nazioni Unite,

Bir Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Başkanı,

Quelle nazioni una volta appartenevano alla Francia.

Bu ülkeler Fransa'ya aitti.

Quanti paesi sono membri delle Nazioni Unite?

Kaç tane ülke Birleşik Milletler üyesidir?

E con molte nazioni in tutto il mondo.

ve dünyanın dört bir yanındaki birçok milletle iyi ilişkilerimiz oldu.

Sono stato ambasciatore alle Nazioni Unite due volte.

İki kez Birleşmiş Milletler elçişi oldum.

Ci sono più di 150 nazioni nel mondo.

Dünyada 150 ulustan daha fazlası var.

Le due nazioni hanno dei forti legami commerciali.

İki ulusun güçlü ticaret bağlantısı var.

Per questo, queste due nazioni, questi due giganti potentissimi,

Bunun için, bu iki güçlü dev ülkenin

Stanno crescendo in nazioni in sviluppo, come la Cina.

Çin gibi gelişen ülkelerde büyüyorlar.

I delegati di molte nazioni hanno partecipato alla conferenza.

Konferansa birçok ülkeden temsilciler katıldı.

E la decimazione del sonno in tutte le nazioni industrializzate

Sanayileşen ülkelerde uykunun mahvedilmesi

Non esistono nazioni in cui la propaganda non sia presente.

Yeryüzünde propagandanın bulunmadığı ülke yoktur.

Molte nazioni hanno firmato un trattato per eliminare le armi nucleari.

Birçok ülke nükleer silahları ortadan kaldırmak için bir antlaşma imzaladı.

Abbiamo detto che l'Italia è diventata una delle nazioni più ricche in Europa.

İtalya Avrupa'daki en zengin ülkelerden biri oldu dedim, değil mi?

Ma vi posso assicurare che lavorare con le Nazioni Unite può portare al successo.

ancak BM ile çalışmanın başarıya götüreceğini söyleyebilirim.

Altre nazioni come la Tailandia e il Bangladesh stavano già diventando delle potenze manufatturiere.

Tayland ve Bangladeş gibi diğer ülkeler çoktan büyük imalat güçleri oluyorlardı.

Le donne più felici, come pure le nazioni più felici, non hanno una storia.

En mutlu kadınların, en mutlu uluslar gibi, bir öz geçmişi yoktur.

Questo fu un gran problema per le nazioni come l'Italia, che erano dipendenti dalla svalutazione.

Bu İtalya gibi develasyona oldukça bağımlı bir ülke için büyük bir problemdi.

Le bandiere di tutto il mondo sventolano con orgoglio presso la sede delle Nazioni Unite.

Birleşmiş Milletler merkezinde dünya bayrakları gururla dalgalanıyor.

L'Esperanto è una buona lingua perché permette alle persone di nazioni differenti di parlare tra di loro.

Esperanto iyi bir dildir çünkü farklı ülkelerden gelen insanlar onun aracılığıyla birbirleriyle konuşabilirler.

L’istruzione deve essere indirizzata al pieno sviluppo della personalità umana ed al rafforzamento del rispetto dei diritti umani e delle libertà fondamentali. Essa deve promuovere la comprensione, la tolleranza, l’amicizia fra tutte le Nazioni, i gruppi razziali e religiosi, e deve favorire l’opera delle Nazioni Unite per il mantenimento della pace.

Öğretim insan şahsiyetinin tam gelişmesini ve insan haklarıyla ana hürriyetlerine saygının kuvvetlenmesini hedef almalıdır. Öğretim bütün milletler, ırk ve din grupları arasında anlayış, hoşgörü ve dostluğu teşvik etmeli ve Birleşmiş Milletlerin barışın idamesi yolundaki çalışmalarını geliştirmelidir.