Examples of using "L'odore" in a sentence and their turkish translations:
Koku rahatsız edici idi.
Tom kokuyu tanıdı.
Koku nasıl?
Ağır kokudan mı?
Kokusunu alabiliyor.
Alkol kokusundan nefret ederim.
O, çam ağaçlarının kokusunu sever.
Okyanusun kokusunu alabiliyorum.
Sabahleyin krebin kokusunu severim.
Ben sarımsak kokusundan nefret ediyorum.
Sabahleyin napalmın kokusunu severim.
Taze ekmeğin kokusunu seviyorum.
Geceleyin havada asılı ağır bir koku var.
Kanaması var. Kokusu suya yayılıyor.
Ojenin kokusu kötü.
Sarımsağın kokusunu sevmiyorum.
Taze pişmiş ekmek kokusunu severim.
Kokuyu hemen fark ettim.
Yemeğin kokusu beni acıktırdı.
- Tom'un burnuna yemek kokusu geliyordu.
- Tom pişen bir şeyin kokusunu alıyordu.
Bu daha çok köpekgil benzeri, daha yumuşak. Tilki daha kalın olurdu.
Bütün koku yosunda olduğu için köpek balığı yosunu ısırıp koparmaya başladı.