Examples of using "Fresco" in a sentence and their turkish translations:
Bu yumurta taze.
Bu mısır taze.
Bu gece daha serin.
Onu serin bir yerde tut.
Bu sabah serin, değil mi?
Bugün hava serin.
Taze balık yemek istiyorum.
Bugün biraz serin.
Çok daha serin olsa da...
Burada hava gerçekten serin.
Mürekkep hala ıslak.
Ekmek taze.
Taze ekmeğin kokusunu seviyorum.
...ısıyı yayarak fili serin tuttuğunu gösteriyor.
Hava yağmurdan sonra serin.
Ağacın gölgesinde hava serindi.
Bu ekmek taze değil.
Kan henüz ıslaktı.
Soğuk bir şey istiyorum.
Taze gıda harika.
Her şey taze ve yeni.
Bulabileceğiniz en taze balık.
Temmuz ayı için bugün hava serin.
Gıda, taze ve sağlıklıdır.
Kutunun içinde taze ekmek var mıydı?
Evet, bu çamur çok güzel ve serin.
Taze balık, hayatta kalmak için harikadır.
Bu sabah oldukça soğuk olduğu için bir ceket getirdim.
Aslında bunu hissedebiliyorum. Şimdiden daha serin.
Bu çok taze.
Hava serin.
Susadım. Lütfen bana içecek soğuk bir şey verin.
İçmek için soğuk bir şey istiyorum.
Ama bunu yapmadan önce bu ilaçları halletmeliyiz. Onları serin tutacak bir şey yapmalıyız.
Biz uyandığımızda büyükbabam kahvaltı için taze çörekler getirmişti.
Önceki gece partiden geç dönmeme rağmen sabah bir papatya kadar dinçtim.
Bu da ilaçlar için iyi olmaz. Onları serin tutmak için başka bir plana ihtiyacımız var.
Bu kanyon yarığı da serin olduğu için hızlı buharlaşmıyor.
Bizim yeni İngilizce öğretmenimiz üniversiteden yeni mezun.
Gündüzleri uzun yol gitmek bu yeni doğmuş yavru için çok zor. Hava serinken olabildiğince yol almalılar.