Examples of using "Febbre" in a sentence and their turkish translations:
- Ateşin var mı?
- Ateşiniz var mı?
Ateşim yok.
Senin ateşin yok.
Benim hafif bir ateşim var.
- Senin ateşin yok.
- Ateşin yok.
Ateşim var.
Ateşim var mı?
Çok yüksek ateşim vardı.
Sanırım ateşin var.
Ateşim var gibi görünüyor.
Saman nezlem var.
Benim yüksek ateşim var.
Tom'un ateşi var.
Benim 38.9 derece ateşim var.
Hastanın ateşi yoktu.
Bu sabahtan beri hafif bir ateşim var.
Bugün hafif bir ateşim var.
Tom'un bu sabah ateşi yoktu.
Ateşim gitmez.
Tom'un hafif bir ateşi var.
Tom'un ateşi yok.
Kadının ateşi var.
Tom'un yüksek ateşi var.
Sanırım ateşim var.
Tom'un hâlâ ateşi var mı?
Çocuğun yüksek ateşi var.
Ateşim var gibi görünüyorum.
Dün yüksek ateşim vardı.
O, ateşten dolayı yatakta.
Tom'un biraz ateşi var.
Tom'un ateşi kötüleşiyor.
Senin bugün biraz ateşin var, değil mi?
Tom ateş yüzünden yatakta.
Hafiften ateşi var gibi.
Ne Tom ne de Mary'nin ateşi var.
Ateşim var ve her yerim ağrıyor.
Öksürüğüm ve biraz ateşim var.
Üşüttüm ve ateşim var.
Ateşim olduğu için annem doktoru aradı.
Ateşim ve baş ağrım var sanırım. Ben hasta oluyorum.
Boğaz ağrısı ve ateşin olduğundan, muhtemelen yatağında kalmalısın.
Avrupalıların gelişinden önce sarı humma bir sorun değildi.
"Sıfır santigrat derece! Yüksek ateşim var." "Zavallı Bay Snowman."
Üç doktor odadan çıkar çıkmaz Peri, Pinokyo'nun yatağına doğru gitti ve alnına dokununca onun ateşler içinde yandığını gördü.