Translation of "Est" in Turkish

0.071 sec.

Examples of using "Est" in a sentence and their turkish translations:

- Stiamo andando ad est.
- Stiamo andando verso est.

Doğuya gidiyoruz.

L'aereo volava verso est.

Uçak doğuya uçtu.

Molti porti sono a est.

Pek çok limanlar doğudadır.

Tom sta andando verso est.

Tom doğuya gidiyor.

Il vento sta soffiando verso est.

Rüzgar doğuya doğru esiyor.

Nagoya è ad est di Kyoto.

Nogoya Kyoto'nun doğusundadır.

Il vento sta soffiando da est.

Rüzgar doğudan esiyor.

Il sole sorge sempre ad est.

Güneş her zaman doğudan doğar.

- La città è situata ad est di Londra.
- La città si trova ad est di Londra.

Şehir Londra'nın doğusunda yer almaktadır.

Verso est, dove abbiamo visto il relitto.

Doğuya, enkazı gördüğüm yere gidiyoruz.

Quindi questa è la linea est-ovest.

Yani bu bir  doğu-batı hattı.

Il Giappone è a est della Cina.

Japonya Çin'in doğusundadır.

C'è un lago ad est del villaggio.

Köyün doğusunda bir göl var.

E ci dirigiamo verso est per trovare la civiltà.

Medeniyeti bulmak için doğuya doğru gidiyoruz.

Il sole sorge ad est e tramonta ad ovest.

Güneş doğudan doğar ve batıdan batar.

Un fiume divide la città in est e ovest.

Bir nehir şehri doğuya ve batıya ayırır.

La Svizzera è il paese ad est della Francia.

İsviçre, Fransa'nın doğusundaki ülkedir.

Una prigione galleggiante su una chiatta situata sulla riva Est

bir gider tesisi ve balık pazarı arasında Doğu Gölü'nde yüzen

E sono finito da qualche parte a est della città

ve şehrin doğusunda bir yerde indim,

Grande Armée - e marciarono verso est per affrontare la Terza Coalizione.

en büyük birliği olan Dördüncü Kolordu oldu ve Üçüncü Koalisyon'u ele geçirmek için doğuya yürüdü.

Da dove siamo stati lanciati so che la civiltà è verso est,

Bırakıldığımız yere göre medeniyetin doğuda olduğunu biliyorum.

Da dove siamo stati lanciati, so che la civiltà si trova a est,

Bırakıldığımız yere göre medeniyetin doğuda olduğunu biliyorum

Dovremo dirigerci a est e fare in fretta per recuperare il siero intatto.

Panzehiri güvenli şekilde almak için doğuya gitmeli ve hızlıca ilerlemeliyiz.

Se fossimo andati a est nell'altro senso, staremmo tornando al punto di partenza.

eğer doğuya, yani ters yöne gitseydik başladığımız yere dönmüş olurduk.

Ma penso che il relitto sia ancora a circa 5 km a est.

ama sanırım enkaz dört buçuk kilometre doğuda kalıyor.

Gli anni Cinquanta sono caratterizzati da una guerra fredda tra Est ed Ovest.

1950'ler doğu ve batı arasındaki bir soğuk savaş yoluyla karakterize edilir.

Il sud-est è un importante produttore di energia del carbone, petrolio greggio e gas naturale.

Güneydoğu kömür, ham petrol ve doğal gaz ile ilgili önemli bir enerji üreticisidir.