Examples of using "Brian" in a sentence and their turkish translations:
Brian hüzünlü görünüyor.
Bu Brian Rock.
Brian bazı güller aldı.
Brian Kate ile okula gitti.
Brian Kate için bir ruj satın aldı.
Brian'dan henüz bir haber almadık.
Brian New York'a gitti.
Brian, Kate için bir ruj satın aldı.
Brian'ın her yeri çamurlu. O futbol oynadı.
Kate Brian'in hikayesine şaşırmıştı.
Brian ev ödevini annesine yaptırır.
Brian Kate için birkaç ruj satın aldı.
Brian'ın cüzdan ve banka hesabında az para var.
Chris'in açıkça parayı getirmeye niyeti olmadığı için Brian çıldırdı.