Examples of using "Accusato" in a sentence and their turkish translations:
Tom yanlışlıkla suçlandı.
O, çocuk kaçırmakla suçlanıyor.
O hırsızlıkla suçlandı.
Tom suçlandı mı?
Cinayetle suçlandı.
Kara para aklamakla suçlandı.
Tom kundakçılıkla suçlanıyordu.
O yanlışlıkla suçlandı.
Onlar onu bisikleti çalmakla suçladılar.
Mücevherleri çalmakla suçlandı.
Adam hırsızlıkla suçlandı.
Yenilgisinden dolayı beni suçladı.
Beni sorumsuz olmakla suçladı.
Tom saldırı ile suçlanıyor.
Tom, Mary'nin cinayetiyle suçlandı.
Tom bazı bisikletleri çalmakla suçlanıyor.
Tom tutuklandı ve cinayetle suçlandı.
O, onu ona yalan söylemekle suçladı.
Polis onu hırsızlıkla suçladı.
Tom tutuklandı ve cinayetle suçlandı.
Yasayı çiğnemiş olmakla suçlandı.
Beni bir yalancı olmakla suçladı.
Onu hilekarlıkla suçladım.
Onun babası ırza tecavüzle suçlandı.
Tom herhangi bir cinayetle suçlanmadı.
O adamı çalmakla suçladı.
Erkek çocuğu sınav esnasında kopya çekmekle suçlandı.
O, onu arabasını çalmakla suçladı.
Ben neyle suçlanıyorum?
O, onu onun parasını çalmakla suçladı.
Kazadan dolayı sürücüyü suçladılar.
Sokrates, Zeus'a inanmadığı için ateist olmakla suçlanırdı.
Tom Mary'yi yalan söylemekle suçladı.
- Tom, Mary'yi çalmakla suçladı.
- Tom, Mary'yi hırsızlıkla suçladı.
Tom silahsız bir insanı vurmakla suçlandı.
Sahtekâr olmakla suçlanıyorum.
O, beni bir yalancı olmakla suçladı.
Öğretmen Tom'u kopye çekmekle suçladı.
Herkes onun rüşvet aldığından şüphelendi.
- Tom henüz cezalandırılmadı.
- Tom'un cezası henüz kesinleşmedi.
Tom neden seni suçladı?
Polis onu cinayetle suçladı.
Adam beni sorumsuz olmakla suçladı.
Katılımcılar onu dikkatsizlikle suçladı.
Tom yapmakla suçlandığı şeyi yaptığını reddetti.
Tom Mary'yi dürüst olmamakla suçladı.
Tom, Mary'yi hırsız olmakla suçladı.
Müvekkilim cinayetle suçlanıyor.
Liisa beni ihmalkarlıkla suçladı.
Onlar başkan Johnson'u çok yumuşak olmakla suçladı.
Tom Mary'yi sünger gibi içmekle suçladı.
Tom beni yalan söylemekle suçladı.
Tom Boston'da bir trafik kazasına karıştıktan sonra sarhoşken araba sürmekten suçlandı.
Tom beni bencil olmakla suçladı.
O beni hata yapmakla suçladı.
Tom Mary'yi parasını çalmakla suçladı fakat o inkar etti.