Translation of "Tudtad" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Tudtad" in a sentence and their turkish translations:

- Tudtad ezt?
- Te tudtad?
- Te tudtad ezt?

Biliyor muydun?

Ezt tudtad?

Onu biliyor muydunuz?

Honnan tudtad?

Nasıl bildin?

Nem tudtad?

Onu bilmiyor muydun?

Biztosan tudtad.

Sen bilinmeliydin.

Ezt honnan tudtad?

Onu nereden bildin?

Tudtad a nevét?

Onun adını bildin mi?

Honnan tudtad mindazt?

- Bütün bunları nasıl bildin?
- Bütün bunlardan nasıl haberdar oldun?

Tudtad, hogy megtörténhet.

Bunun olabileceğini biliyordun.

Tudtad már, nem?

Bunu zaten biliyordun, değil mi?

- Nem tudtad, hogy Tom meleg?
- Nem tudtad, hogy Tom homoszexuális?

Tom'un eş cinsel olduğunu bilmiyor muydun?

Te is tudtad ezt?

Bunu da bildin mi?

Ezt te nem tudtad?

Bunu bilmiyor muydun?

Te is tudtad azt?

Sen de onu biliyor muydun?

- Meg tudtad volna egyedül csinálni.
- Meg tudtad volna magad is csinálni.

Bunu kendi başına yapabilirdin.

Ne mondd, hogy nem tudtad!

Bana bilmediğini söyleme.

Honnan tudtad, hogy Tommal voltam?

Tom'la birlikte olduğumu nereden biliyordun?

Honnan tudtad, hogy hol lakom?

Nerede yaşadığımı nasıl bildin?

Hogyan tudtad meg, hogy beteg?

Onun hasta olduğunu nasıl öğrendin?

Tudtad, hogy Tom elment otthonról?

- Tom'un evden ayrıldığını biliyor muydun?
- Tom'un evden ayrıldığını biliyor muydunuz?
- Tom'un evi terk ettiğini biliyor muydun?
- Tom'un evi terk ettiğini biliyor muydunuz?
- Tom'un evden ayrıldığından haberin var mıydı?
- Tom'un evden ayrıldığından haberiniz var mıydı?
- Tom'un evi terk ettiğinden haberiniz var mıydı?
- Tom'un evi terk ettiğinden haberin var mıydı?

Biztos vagyok benne, hogy tudtad.

Senin onu bildiğine eminim.

Honnan tudtad, hogy egy hiányzik?

Birinin eksik olduğunu nasıl bildin?

Honnan tudtad, hogy Tominál vagyunk?

Tom'un evinde olduğumuzu nereden bildin?

Nem tudtad, hogy Tomi gitározik?

Tom'un gitar çalabileceğini bilmiyor muydun?

Honnan tudtad, hogy itt voltam?

Burada olduğumu nasıl bildin?

- Tudtad ezt?
- Tudta ezt ön?

Bunu biliyor muydun?

Éppen most jött haza. Nem tudtad?

O şimdi eve geldi. Bunu bilmiyor muydunuz?

Honnan a fenéből tudtad te ezt?

Acaba onu nasıl bildin?

Van egy új barátnőm, nem tudtad?

Yeni bir kız arkadaşım var; tanımıyor musun?

Tudtad, hogy Tom valaki mást látott.

Tom'un başkasıyla görüştüğünü biliyor muydunuz?

Tudtad, hogy Tom nem szeret úszni?

Tom'un yüzmeyi sevmediğini biliyor muydun?

Tudtad, hogy Tom nem beszél franciául?

Tom'un Fransızca konuşamadığını biliyor muydun?

Tudtad, hogy Tominak van egy fia?

Tom'un bir oğlu olduğunu biliyor muydun?

Tudtad, hogy Tom szerepelt egy valóságshowban?

Tom'un reality TV şovda olduğunu biliyor muydun?

Honnan tudtad, hogy Tom Bostonba megy?

Tom'un Boston'a gittiğini nasıl bildin?

Honnan tudtad, hogy Tom segíteni fog?

Tom'un yardım edeceğini nasıl bildin?

- Hogyan tudtad meg, hogy Tom nem lakik Bostonban?
- Honnan tudtad meg, hogy Tom nem Bostonban lakik?

Tom'un Boston'da yaşamadığını nasıl öğrendin?

Hogyan tudtad figyelmen kívül hagyni, amiket mondott?

Söylenen şeyleri nasıl göz ardı edebildin?

Tudtad, hogy ezen a hegyen rókák éltek?

- Bazı tilkilerin bu dağda yaşadığını biliyor muydun?
- Bu dağda birkaç tilki yaşadığını biliyor muydun?

Tudtad, hogy a Föld nem teljesen gömbölyű?

Dünyanın yusyuvarlak olmadığını biliyor muydun?

Honnan tudtad, hogy ma van a szülinapom?

- Bugünün benim doğum günüm olduğunu nereden bildin?
- Bugünün benim doğum günüm olduğunu nasıl bildin?

Nem tudtad, hogy Tom nem tud franciául?

Tom'un Fransızca konuşamadığını bilmiyor muydun?

Honnan tudtad, hogy Tom nem lesz itt?

Tom'un burada olmayacağını nasıl bildin?

Honnan tudtad, hogy Tom hova rejtette a gyémántokat?

Tom'un elmasları nereye sakladığını nasıl bildin?

Ha tudtad volna, elmondtad volna nekem, így van?

Bilseydin bana söylerdin, değil mi?

Be tudtad pakolni az összes ruhát a táskába?

Tüm giysileri çantaya yerleştirdin mi?

Hát nem tudtad, hogy én nem akartam, hogy Tomi ezt tegye?

Tom'un onu yapmasını arzu etmediğimi bilmiyor muydun?

Nem tudom elhinni, hogy azt a szemetet valóban ilyen magas áron tudtad eladni.

O hurdayı öyle yüksek bir fiyata gerçekten sattığına inanamıyorum.

- Hogy jöttél rá, hogy a bátyád ott él?
- Hogy tudtad meg, hogy a fivéred ott lakik?

Kardeşinin orada yaşadığını nasıl öğrendin?