Examples of using "Park" in a sentence and their turkish translations:
Park nerede?
Orada bir park da var.
Gombe Ulusal Parkı, Tanzanya
Londra'da çok sayıda park vardır.
Park Caddesi'nde yaşıyoruz.
Nihayet, aydınlatılmamış bir şehir parkı buluyor.
Hangi yol Central Park'tır?
Park insanlarla doluydu.
Kentimizde birçok park var.
Boston'da çok güzel parklar var.
Tom Park Caddesi'nde çalışır.
O, park civarında koşuyor olabilir.
Park şehrin merkezindeydi.
Tom Park caddesinde sola döndü.
Park caddesi toprak bir yoldu.
Onlar park caddesinde bir ev satın aldı.
Okulumuzun yanında büyük bir park var.
Ama park hâlâ orada
Central Park çalıştığım yere yakındır.
Bu park bana çocukluğumu hatırlatıyor.
Park Caddesinde bir restoranım var.
Tom'un Park Caddesinde bir kitapçısı var.
Tom Park caddesinde bir restoranda çalışıyor.
Tom Park Caddesinde bir ev kiralamayı planlıyor.
Park herkese açıktır.
O parka giderek parkı kendisi için bir araç haline getirdi.
Pazar olduğundan park kalabalıktı.
Tom'un Park Street'te bir restoranı var.
Bu park halka açık değildir.
Bu park çocuklar için bir cennet.
Tom ve Mary geçenlerde Park Street'te bir ev satın aldı.
Polisler park yakınında terk edilmiş bir arabada bir ceset buldu.