Examples of using "Megfelelő" in a sentence and their turkish translations:
Bu uygun mudur?
Bu gerçekten uygun mu?
Doğru sözcükleri arıyordum.
Çevremde uygun bir destek buldum
O uygun olurdu.
Bu açıkça uygundur.
doğru içerikte doğru insanlarla çalışmak,
doğru zaman şimdi.
Işık, tam doğru seviyede olmalıdır.
kurumunuzla uygun düşen yetenekleri olan insanları seçebilirsiniz.
O uygunsuz bir zamanda geldi.
Bu doğru boyut.
Bu uygun olmaz.
Bu doğru bir tutum.
Tom doğru davranışa sahip.
- Doğru zamanı beklemekteyim.
- Doğru zamanı bekliyorum.
Onların iyi bir ekipmanı yoktu.
Zamanında yemek yemek önemlidir.
Bu adam beceriksiz.
Bu muhtemelen uygun olmaz.
Arama fonksiyonu yetersizdir.
Uygun bir çeviri bulmak zor.
Doğru sözü seçin!
veya yaşına uygun bir işte çalışsın istiyoruz.
beyne gelecek zararı büyük oranda azaltmak için hastaya ilaç verebilirsiniz.
İyi bir eğitim olmadan, nasıl başarılı olabilirsin?
Bu iyi bir zaman değil.
Onların yetkili bir kişi olduğunu düşünüyorum.
Tom iş için iyi bir adam.
Onlar işçilerine düzenli istihdamı garantiledi.
Konuşman duruma uygundu.
buna doğru özelliklere odaklanarak başlamalıyız.
Fakat doğru koşullar altında o anıyı düzenleyebiliriz.
İlk hata, neyi ölçtüğümüz.
büyük bir sorunumuz olduğunu biliyoruz.
sizin için doğru dozaj veya karışımı hangisi olurdu.
inişli çıkışlı olsa da ılımandı.
Fakat doğru hedefi seçmek tecrübe gerektirir.
Yedi haziranda sizin için hangi saat uygun?
Tom bu iş için doğru adam.
Ama ne yazık ki, bu o kadar da doğru bir tepki değil.
Makul bir fiyat.
Nitelikli eleman bulmak zorlaşıyor.
Belki de burası bunu yapmak için uygun bir yer değildir.
Yarın işe başlamanız uygun olacak mı?
Uygun bir güvenlik duvarı sistemiyle bu sunucuyu yapılandırmam gerekiyor.
gerekli becerileri edinemediklerini düşünüyorlar.
Her bir yarasa her gece vücut ağırlığı kadar kan içebilir.
boyut ve şekil doğruluğunun hoş bir dengesi sayesinde kendine benimsedi.
Biz yeterli su içmiyoruz.
Tom'un işi yapmak için doğru ekipmanı yoktu.
- Şimdi ne yeri ne de zamanı Tom.
- Bunun ne yeri ne de sırası Tom.
- Şimdi yeri ve sırası değil Tom.
Ama fırsatımı kaybettiğimin farkındaydım.
Tom Boston'da iyi bir iş bulamadı, bu yüzden Şikago'ya taşındı.
Sanırım o güzel.
Sistem, klasörü silmem için gerekli izinlere sahip olmadığımı söylüyor.
Ev iyi görünüyordu, üstelik fiyat en uygundu.
Onu şimdi tartışmak yersiz olurdu.
Hey! Bu doğru yer değil. Sen bununla ilgili bilgi için gerçek milli takım antrenörüyle temas kurmalısın.
Doğru olanı yapın.
Bu uygun bir İngilizce cümle değil.
Elbisen ortam için uygun değil.
Önümüzdeki hafta sizi ziyaret etmek isterim. Haftanın hangi günü sizin için uygun olurdu?