Examples of using "Közösséget" in a sentence and their turkish translations:
Onlar bir yerel idarede yaşıyor.
Tom'un ölümü halkı şok etti.
inşa edebilmek için bizler doğru seçimi yapabiliriz.
Faşistler bile topluluk arayışında,
ve gerçek, güçlü topluluklar kuracak bir dünya.