Examples of using "Elől" in a sentence and their turkish translations:
Tom'dan mı saklanıyorsun?
Öne oturmayı sever.
gözlerden uzak olabilirdi.
Tom'u gözden kaybettim.
İleriden sağa dön.
Birbirimizi gözden kaybettik.
Tom'dan bir şey saklıyordum.
Tom otobüsün önünde oturuyordu.
Arkadaşlarımın görüntüsünü kaybettim.
Kaderden kaçış yok.
Ben hiç kimseden saklanmıyorum.
Ölüm kaçınılmazdır.
...usulca ağaçların arasında uçarlar.
Tom'un Mary'den bir şey saklandığını düşünüyorum.
Ceylan çitadan kaçtı.
Ocak ayı, şubat ayından önce gelir.
binlerce ama binlerce diğer mülteciyle.
bazen bir yere sığınmak zorundaydım.
Trafikten kaçma sanatında da ustalaşmalılar.
Biz kalabalıkta adamın görüntüsünü kaybettik.
Ölümden kaçış olmadığını biliyordu.
Göçmenlerin çoğu savaş mültecileri.
ya da savaşın şiddetinden ve soygunundan kaçıyordu.
Su aygırları serinlemek için gündüz sıcağında suda durur.
Yoko soruma cevap vermekten kaçındı.
- Polisten gizlenen Dima geceyi bir çöp bidonunda geçirdi.
- Polisten saklandığı için, Dima geceyi bir çöp konteynerinde geçirdi.
Yavrular, antilopları korkutup kaçırıyor. Doğruca dişiye geliyorlar.
Küme, gün batımında ağaçlara tırmanarak zemindeki avcılardan kaçınıyor.
Tünel trafiğe kapandı.
Bu yavrular o kadar hızlı büyüyor ki, daha şimdiden timsahtan koşarak kaçabiliyorlar.
Hiç kimse ölümden kaçamaz.
Oh hayır. Annemden planı gizli tutmak için çok uğraştım ama o zaten öğrendi.
Akkarınca ayaklarının tıkırtılarını bile. Bu gizli hayat tarzı başka yırtıcılardan saklanmasını da sağlar.
gençlik yıllarımdaki hâlime bakıyorum, ki çoktan geçti gitti. Gerilimler karşısında hayat arkadaşıma sığınıyorum. O da bana sığınıyor.