Examples of using "Alá" in a sentence and their turkish translations:
Onu hafife almayın.
Bunu imzala.
Nereye imza atacağım?
Burayı imzala.
Babam bir operasyon geçirecek.
Mektup Tom tarafından imzalandı.
Ben bir anlaşma imzalamak zorunda kaldım.
Sadece burayı imzalayın.
O beni kanadı altına aldı.
Beni küçümseme.
Lütfen burayı imzalayın.
Yatağın altına saklandım.
- Ben masanın altına saklandım.
- Masanın altına saklandım.
Onu imzalayacağım.
Sözleşmeyi imzala.
Bunu imzalamayacağım.
Bizi küçümseme.
Kendi gücünü küçümseme.
Kısa bir süre sonra suyun dibini boylamıştım.
Ayrıca su altında olmaktan hoşlanmıyorum.
Alt tarafı imzalayın lütfen.
Rakiplerinizi küçümsemeyin.
Adımı imzalamam için bana baskı yapıldı.
Bu çizginin üzerini imzalayın.
Tom, tam bir vücut aramasına maruz bırakıldı.
Gücümü küçümseme.
Tom yatağının altına emekledi.
Tam buraya imza atar mısın, lütfen?
Tom bir ağacın altına oturdu.
Tom'un kararlılığını hafife alma.
Dan hareket eden bir trenin altına itildi.
değersiz ve yanıltıcıdır.
Yasaya uymak zorundayız.
Fare yatağın altına koştu.
Balık kayaların altında saklanıyor.
Lütfen noktalı çizginin üzerini imzala.
Sözleşmeyi henüz imzalamadım.
Kitabı halının altına sakladım.
Tüm evrakları imzalamadın.
Bazı çalışmalar ölüm oranını bile etkilediğini gösteriyor,
Kabuğu delip aynı bir yılan gibi içeri zehir bırakıyor
Tom silahını yastığının altına koydu.
Lütfen bu termometreyi dilinin altına koy.
Tom kitabı yastığının altına gizledi.
Bir kadının sezgisini asla küçümseme.
Tom parasını yatağının altına sakladı.
İnsan aptallığının gücünü hiçbir zaman hafife alma.
yapacağı ilk şey kaputun altına bakmak olur
durumun ciddiyetini anlayabiliriz.
tüketicisi olurlar.
ve bu da tam olarak bilimin bize öğrettiği şeydir.
Eğer doğruysa bunu destekleyen geniş ölçekli bulgu var mı?
Sıcaklık düzenli olarak eksi 40 derecelere kadar düşüyor.
Birkaç gün sonra ise sıcaklık sıfırın altındaydı.
Güneş ufukta battı ve hava karardı.
Ayakkabımı çıkarıp yatağın altına koydum.
Ben yılda bir kez fizik muayene olurum.
Güneş ufuktan yeni battı.
Eteğime bakma sapık!
Mahkûmlara işkence ettim.
Yanlış yaptığınız her şeyi ve hayatınızda yanlış olan her şeyi
Şimşek çaktığında köpek yatağın altına saklandı.
Onun evinin önünde bir ileri bir geri yürüdü.
- Dilek memnuniyetsizlikten kaynaklanır. Bunu kontrol etmeye çalış.
- Dilek memnuniyetsizlikten kaynaklanır. Bunu kontrol etmeye çalışın.
Bu şirket ve ben üç yıllık bir sözleşme imzaladık.
Tuhaf bir adam kaldırımda bir ileri ve bir geri yürüyordu.
Denizaltı suyun içine daldı.
1683 yılında Türkler ikinci kez Viyana'ya saldırdı.
Petrolün fiyatı varili 30 doların alına düştü.
Yatağın altına bak.
Lütfen sözleşmede adınızı imzalayın.
Bunlar ciddi sorunlar. Onlar halının altına süpürülmemeli.
Bu bulaşık makinesi çok fazla büyük. Tezgahın altına sığmayacak.
Çiftleşme sona erdi. Yumurtalarını bırakmak için yerin altına gidiyor.
Gemi ufukta göründü.
Karnının alt tarafına sperm paketi yerleştirecek kadar tutsa yeter onu.
Çamaşırlarını çıkarıp duşa girdi.
Güneş dağların ardında battı.
Suyun sıcaklığı sekiz, dokuz dereceye kadar düşüyor. Soğuk, nefesini kesiyor.
Bu uzaylılar insanlığı köleleştirmek istiyorlar.
Aslan bütün gün kafesinin içinde ileri geri yürüdü.
Tom hayal kırıklığını gizlemeye çalıştı.
Berg sevginin gökyüzünden geldiğini ve yeryüzüne ait olmadığını nazik bir gülümsemeyle Vera'ya açıkladı.
El tırnak altları, kıymık batmasının en acı verdiği yerlerden biridir.
Sel, yaşadıkları en büyük felaketti.
O, çok sarhoş oldu.