Examples of using "Lebensunterhalt" in a sentence and their turkish translations:
onların geçim sıkıntısını anlattı
O, hayatını kazanıyor.
O bir şarkıcı olarak geçimini sağladı.
Geçinmek için garsonluk yapıyor.
Hayatını nasıl kazanır?
Tom nasıl geçiniyor?
Ben dürüst bir yaşam sağlıyorum.
- Tom bunu yaşamak için yapıyor.
- Tom bunu geçinmek için yapıyor.
O, şarkı söyleyerek geçimini sağlıyor.
Hayatını İngilizce dersi vererek kazanıyor.
Sally, piyano dersleri vererek geçimini sağlıyor.
Tom şarkı söyleyerek geçimini sağlıyor.
O, bir yazar olarak hayatını kazanıyor.
O beyefendi geçimini sağlamak için ne işle meşgul?
Hayatımı kazanmalıyım.
Bir öğretmen olarak hayatını kazandı.
O, öğreterek yaşamını kazanır.
O, geçimini öğretmenlik yaparak kazanır.
Bir satıcı olarak geçimini sağlıyor.
Tom'un geçinmek için ne yaptığını biliyor musun?
Tom bir satıcı olarak geçimini sağlıyor.
Tom sokak müzisyeni olarak hayatını kazanıyor.
Tom bir seyyar satıcı olarak geçimini sağlıyor.
- Tom ekmeğini gitar çalarak kazanıyor.
- Tom geçimini gitar çalarak sağlıyor.
Tokyo'da nasıl geçindin?
- Hayatını kazanmak için çok çalışır.
- Ekmeğini taştan çıkarıyor.
O yazarak hayatını kazanır.
Kendi geçimini yapacak kadar yaşlıdır.
insanların geçim sıkıntısını hat safhada anlattı
O, tablolarını satarak geçimini sağlıyor.
- Yaşamak için yaptığın iş nedir?
- Hayatını nasıl kazanıyorsun?
Nasıl geçinirsiniz?
Yaşam giderlerim yıldan yıla yükseliyor.
Çoğu kişi geçimleri için çalışmak zorunda.
bu sefer burada ki eleştiri orta sınıf geçinmeyi sağlayan insanlara geldi
Tom Mary'nin geçinmek için ne yaptığını bilmiyor.