Translation of "Landschaft" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "Landschaft" in a sentence and their turkish translations:

- Die Landschaft ist großartig.
- Die Landschaft ist atemberaubend.

Manzara nefes kesici.

Die Landschaft ist großartig.

Bu manzara muhteşem.

Diese Landschaft ist so verwirrend.

Çok kafa karıştırıcı bir arazi.

Die Landschaft ist mir unvertraut.

Manzara bana tanıdık değil.

Die Landschaft war unbeschreiblich schön.

Sahne açıklama ötesinde güzeldi.

Die schöne Landschaft fasziniert jeden Reisenden.

Güzel manzara her gezgini büyülüyor.

Sie haben die schöne Landschaft bewundert.

Onlar güzel manzaraya hayran kaldı.

Wir bewunderten die Schönheit der Landschaft.

Manzaranın güzelliğine hayran kaldık.

Dichter Nebel lag über der Landschaft.

Kalın bir sis kırları kapladı.

Ich kam, um die Landschaft anzusehen.

Manzaraları görmek için geldim.

Die Landschaft hier ist sehr schön.

Buralarda manzara çok güzeldir.

Eine schöne Landschaft fasziniert jeden Reisenden.

Güzel bir manzara her gezgini büyülüyor.

Tom und Maria bewunderten händchenhaltend die Landschaft.

Tom ve Mary el ele tutuşurken manzaraya hayran kaldılar.

Die Landschaft ist sehr schön in dieser Gegend.

Buradaki manzara çok güzel.

Dieser Bezirk ist bekannt für seine schöne Landschaft.

Bu bölge, güzel manzarasıyla tanınır.

Sie erfasst die Wärmesignatur der Landschaft und der Tiere darin.

Bu kamera, arazinin yaydığı ısı enerjisini tespit eder. Tabii hayvanlarınkini de.

Die Gegend ist berühmt für ihre Landschaft und ihre Tierwelt.

Bölge, manzarası ve yaban hayatı ile ünlüdür.

Müde vom Wandern durch die Landschaft, machte er ein Nickerchen.

Kırsal bölgedeki yürüyüşte yorgun hissettiği için, o şekerleme yaptı.

Die Flüchtlingskrise könnte die politische Landschaft in Deutschland drastisch verändern.

Mülteci krizi Almanya'da siyasi manzarayı sarsabilir.

Ich liebe die Landschaft, die man vom Shinkansen aus sehen kann.

Ben Shinkansen'den görüntülenebilir manzarayı seviyorum.

Sollte das Wetter es zulassen, werden wir uns an der schönen Landschaft erfreuen.

Hava müsait olursa, biz güzel manzaranın tadını çıkaracağız.

Jedes Jahr kommen einhundertundfünfzigtausend Touristen auf diese Insel, um die beeindruckende Landschaft und die wundervollen Strände zu genießen.

Her yıl, yüz elli bin turist etkileyici manzara ve harika plajlardan zevk almak için bu adaya gelir.

Wir wollen Sprachwerkzeuge auf ein neues Niveau bringen. Wir wollen Neuerungen in der Landschaft des Sprachenlernens sehen. Und das kann nicht ohne offene Sprachquellen stattfinden, die nicht ohne eine Gemeinschaft aufgebaut werden können, die ohne gute Plattformen nichts beitragen kann.

Biz dil araçlarını bir sonraki seviyeye getirmek istiyoruz.Biz dil öğrenme manzarasında yenilik görmek istiyoruz.Ve bu, bir topluluk olmadan inşa edilemeyen verimli platformlar olmadan katkıda bulunamayan açık dil kaynakları olmadan olamaz.